21 Nisan 2013 Pazar

Hazreti Mehdi (as)'ın Çıkış Alametleri Ve Özellikleri


Birinci Bölüm

Hz. Mehdi’nin çıkış alametleri

Hz. Mehdi'nin çıkış alametleri ile ilgili Peygamber Efendimiz (sav)'in pek çok hadisi bulunmaktadır. Bu hadisler birçok büyük İslam aliminin kitaplarında bizlere nakledilmiştir. Bu bölümde söz konusu hadislerin günümüzle olan bağlantıları incelenecektir. Bu hadislerin, içinde bulunduğumuz dönemin ortam ve şartlarını açıkça tarif ettiklerini ve çok yakın geçmişte arka arkaya gerçekleşen bazı kritik olayları mucizevi bir biçimde haber verdiklerini göreceğiz.
Daha önceki bölümlerde de belirttiğimiz gibi gerek Hz. Mehdi'nin çıkışı, gerekse kıyamet alametleri ile ilgili hadislerin art arda gerçekleşmeleri belirli bir döneme işaret etmektedir. Ve tüm alametlerin Hicri 14. yüzyıl başından (1979-1980) itibaren sırayla ortaya çıkmaları, içinde bulunduğumuz dönemin Hz. Mehdi'nin yeryüzünde bulunuş yılları olduğunu çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. (En doğrusunu Allah bilir)
Şimdi hadislerde bildirilen Hz. Mehdi'nin çıkış alametlerini ana maddeler halinde inceleyelim.
  1. HZ. MEHDİ’NİN ÇIKIŞ ALAMETLERİNİN ARKA ARKAYA MEYDANA GELMESİ
  2. FİTNELERİN ÇOĞALMASI
  3. HZ. MEHDİ’NİN ÇIKIŞINDAN ÖNCE YAYGIN KATLİAMLAR MEYDANA GELMESİ
  4. DÜNYANIN HER YERİNİ KARIŞIKLIK VE KARGAŞANIN KAPLAMASI
  5. KADINLAR VE ÇOCUKLARIN DAHİ KATLEDİLDİĞİ FİTNELERİN YAŞANMASI
  6. HZ. MEHDİ YOLLARIN KESİLDİĞİ BİR DÖNEMDE ÇIKACAKTIR
  7. MÜSLÜMANLARA BASKININ ARTMASI
  8. MESCİD VE CAMİLERİN YIKILMASI
  9. HARAMLARIN HELAL SAYILMASI
  10. ALLAH'IN AÇIKÇA İNKAR EDİLMESİ (Allah’ı tenzih ederiz.)
  11. İRAN-IRAK SAVAŞI
  12. AFGANİSTAN'IN İŞGALİ
  13. ÇÖLDE BATAN ORDU HZ. MEHDİ’NİN ÇIKIŞ ALAMETLERİNDENDİR
  14. FIRAT'IN SUYUNUN KESİLMESİ
  15. RAMAZAN'DA AY VE GÜNEŞ TUTULMALARI
  16. KUYRUKLU YILDIZIN DOĞMASI
  17. KABE BASKINI VE KABE'DE KAN AKITILMASI
  18. DOĞU TARAFINDAN BİR ATEŞİN GÖRÜLMESİ
  19. SAHTE PEYGAMBERLERİN ÇOĞALMASI
  20. DİNİN ŞAHSİ ÇIKARLAR İÇİN KULLANILMASI
  21. BÜYÜK VE HAYRET VERİCİ ŞEYLERİN MEYDANA GELMESİ
  22. GÜNEŞTEN BİR ALAMETİN BELİRMESİ
  23. BÜYÜK ŞEHİRLERİN YOK OLMASI
  24. DEPREMLERİN ÇOĞALMASI

1) Hz. Mehdi’nin Çıkış Alametlerinin Arka Arkaya Meydana Gelmesi

Hz. Mehdi'nin çıkış alametlerinin bildirildiği hadislerde, bu alametlerin arka arkaya, "bir tesbih taneleri" gibi meydana geleceği ifade edilmektedir. Gerçekten de bu alametler, birbiri ardınca ve Peygamberimiz (sav)'in bildirdiği şekilde meydana gelmektedir. Hadislerde belirtildiği gibi, dünyanın dört bir yanında kargaşa ve anarşi artmakta, arka arkaya fitneler meydana gelmekte, katliamlar ve büyük felaketler yaşanmakta, yokluk ve açlık artmakta, insanlar büyük sıkıntılar çekmektedir. Tüm bu alametlerin arka arkaya belirli bir dönem içinde gerçekleşiyor olması, Müslümanların asırlardır gelişini bekledikleri mübarek şahsın ortaya çıkışının çok yaklaştığını göstermektedir. (Allahualem)
Ben Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali'ye dedim ki, "Bu işin önünde alametler var mıdır?" – ki Mehdi'nin zuhurunu kast ediyor- Dedi ki, "Evet." Dedim, "Nedir onlar?" Dedi ki, "Beni Abbas'ın helakı, Süfyani'nin ortaya çıkması, Beyda'da batma." Ben yine, "Bu işin uzamasından korkuyorum" dedim. Dedi ki, "Bu iş tesbih taneleri gibi arka arkaya meydana gelir."(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 34)
Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların artarda kopması gibi. (Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)
Çok acıklı durumlar ve elim manzaralar görülür. Fitneler arka arkaya devam eder... (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 36)
Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder… (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 26)

2) Fitnelerin Çoğalması

Fitne kelimesi, insanların din konusundaki imtihanlarının şiddetlendiği olayları, ortam ve şartları tarif eder. İnsanların yaşam şartlarının güçleştiği, Allah'ın ve dinin çeşitli şekillerde yalanlanarak insanların imanlarının zayıflatılmaya, yok edilmeye çalışıldığı şiddetli imtihan ortamları İslami kaynaklarda fitne ortamı olarak tanımlanır.
Aşağıdaki hadis de Hz. Mehdi'nin çıkışından önce müminlerin imanlarının zayıflayacağını ve buna sebep olacak hadiseleri haber vermektedir:
Kıyamet yaklaştığı zaman ve müminlerin kalbi; ölüm, açlık, fitneler, sünnetlerin kaybolması, bid'atlerin ortaya çıkması, emri bil maruf ve nehyi anıl münker (iyiliği öğütleyip kötülükten men etme) imkanlarının kaybolması gibi sebeplerle zayıfladığı zaman benim evlatlarımdan Mehdi ile Cenab-ı Hak sünnetleri ihya eder. Onun adalet ve bereketi ile müminlerin kalbi ferahlar, Acem (Arap olmayan) ve Arap milletleri arasında ülfet ve muhabbet yerleşir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 66)
Eğer kısaca özetleyecek olursak, Hz. Mehdi öncesi şu olaylar belirecektir:
1- Ölüm: Anarşi ve yaygın katliamlar neticesinde halkın can güvenliğinin kalmaması ve bunun meydana getirdiği tedirginlik ortamı.
2- Açlık: Hayat pahalılığı sebebiyle meydana gelen geçim sıkıntısı. Felaketler ve doğal afetler sonucunda kıtlıkların, açlığın artması.
3- Fitneler: Haramların küçük-büyük herkesin arasında, alabildiğince yaygınlaşması ve teşvik görmesi. Her türlü ahlaksızlığın herkesin gözleri önünde yapılması.
4- Bid'atlerin ortaya çıkması: Dinin aslında olmadığı halde, sonradan ortaya çıkarılan adetlerin dinin esaslarıymış gibi kabul edilmesi.
5- Dini anlatma imkanlarının kaybolması: İyiliğin emredilmesi ve kötülüğün engellenmesi, kısacası tebliğ imkanının kaybolması ile meydana gelen boşluk.
Fitne ortamları sağlam imana sahip müminler için imanlarının, sabırlarının ve ahiretteki derecelerinin artmasına vesile olurken, zayıf ve yüzeysel imana sahip kimselerin ise imanlarını kaybetmelerine ya da daha da zayıflamalarına yol açar. İşte Hz. Mehdi bu tür bir fitne ortamının en yoğun ve şiddetli olarak yaşandığı bir dönemde ortaya çıkacaktır:
Diğer bir hadiste de ahir zamanda "batı" tarafında karışıklık, fitne ve korku olacağı haber verilmektedir:
Mağrib'de (batıda) karışıklıklar, fitneler ve korku olacak. Açlık ve hayat pahalılığı alabildiğine yayılacak. Fitneler çoğalacak. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, İmam Şarani, s. 440)
Bir başka hadiste de Hz. Mehdi'nin her yere erişmiş çok yaygın bir fitne varken ortaya çıkacağı bildirilmektedir:
Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılacak ve bu durum bir münadinin semadan seslenerek: "Ey insanlar, emiriniz artık Mehdi'dir" demesine kadar devam edecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
Hadiste herkese ulaşacak, hızla yayılacak bir fitneden bahsedilmektedir. Yani herkesin haberdar olacağı, dine ve Allah'a karşı ortaya sürülen bir fitne insanların imanlarını hedef alacaktır. Günümüzde, Allah'ın varlığına ve yaratmasına karşı öne sürülen en büyük ve geniş çaplı akım materyalist felsefedir. Bu felsefenin kendisine dayanak aldığı sözde bilimsel temel ise "evrim teorisi"dir. Hiçbir bilimsel ve mantıksal delile dayanmadığı, tamamen akıl ve bilim dışı olduğu halde, güçlü propaganda, aldatmaca ve göz boyama yöntemleriyle bu safsata dünya çapında belirli materyalist odaklar tarafından kitlelere empoze edilmeye çalışılmaktadır.
Bugün evrim teorisinin gerek basın gerekse televizyon yoluyla hemen hemen girmediği hiçbir ev, bu teoriyi duymayan hiç kimse yok gibidir. Bu durum, bütün Batı dünyası için geçerli olduğu gibi bazı Müslüman ülkeler için de geçerlidir. Öyle ki ders kitaplarına bile sokulmuş olan bu teori, öne sürdüğü sayısız yalan ve göz boyamalarla daha çocuk yaşlardan itibaren telkin edilmekte, tesadüfler sonucunda meydana geldikleri, maymundan türedikleri gibi gülünç safsatalarla insanlar yanıltılmaktadır. İlkokullardan, üniversitelere kadar gençlerin evrimci yalanlarla beyinleri yıkanmaktadır.
Dahası, Peygamberimiz (sav)'in hadisinde belirttiği gibi her yere nüfuz edecek ve hızla yayılacak böyle bir fitne ancak günümüzün teknolojik imkanlarıyla (basın, yayın, internet, uydu iletişimi, vs...) gerçekleşebilir. Gerçekten de bugüne kadar Allah'ın varlığına, yaratılışa ve dine karşı savaş açmış, dünya çapında yaygın bir başka fitne daha geçmişte görülmemiştir. Tüm bunlar Hz. Mehdi'nin çıkış zamanının içinde yaşadığımız döneme rastladığına dair önemli işaretlerdir.
Hadiste ayrıca Hz. Mehdi'nin gelmesiyle bu fitnenin sona ereceği de belirtilmektedir.

3) Hz. Mehdi’nin Çıkışından Önce Yaygın Katliamlar Meydana Gelir

Hadislerde Hz. Mehdi'nin çıkışından önce dünyanın büyük çoğunluğunu etkisi altına alan şiddet ve kargaşanın yaşanacağı, çok kan döküleceği bildirilmektedir:
Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır… Ölümler ve katliamlar yaygın hale gelecek…(Camiü's-Sagir, 3:211, Müsned, 2:492, 4:391, 392)
Şevval'de savaş naraları, Zilhicce'de harb ve kıtal olur. Yine Zilhicce'de hacılar talana uğrar, hatta caddeler kandan geçilmez olur... Hercümerc (kan dökme) çoğalarak devam eder. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 37)
Mina'da ölülerin çok olacağı bir savaş olur. Öyle ki orada taşları kan gölü içinde bırakacak kadar kan akar. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 31)
Çok yaygın ve sona ermesi mümkün görülmeyen bir fitne çıkacak... (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 55)
Mina'ya indiklerinde etrafları köpeklerin sarışı gibi sarılıp, kabilelerin birbirine girmesiyle büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalır... (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 35)
Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılacak...(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 21-22)
Bu fitne ve belalardan, ahir zamandaki teknoloji vesilesiyle tüm insanlar haberdar olacaklardır. Olayların olduğu anda, olay yerinde çok az insan bulunsa da, tüm dünya yaşananları öğrenecektir. Bu da ahir zamanda iletişim araçlarının gelişmesine ve yaygınca kullanmasına bir işarettir. (Allahualem) Radyo, televizyon, gazete, internet gibi araçlar, katliamları, ölümleri, akıtılan kanı, haksızlıkları, zulmü bütün dünyaya duyuracaklar ve bu fitneler yaygın olarak tüm insanlar tarafından bilinecektir.

4) Dünyanın Her Yerini Karışıklık ve Kargaşaların Kaplaması

Dünya herc-ü merc* içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyüğe vakarlı davranmadığında Allah, bu sırada onlardan adavetin (düşmanlığın) kökünü kazıyarak dalalet kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanında dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini (Mehdi) gönderecektir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)
* Herc-ü Merc: İnsanlar arasında meydana gelen fitne, fesat, darmadağınık, karmaşık, allak bullak ortam.
Hadiste belirli bir yer tarif edilmeyip, karışıklığın dünyanın her tarafında yayılacağına işaret edilmektedir. Gerçekten de hadisin tarif ettiği bir şekilde, bugün dünyanın beş kıtasında büyük kargaşalar, savaşlar, katliamlar ve terör olayları devam etmektedir. Her gün yüzlerce insan sebepsiz yere öldürülmekte, yurtlarından çıkarılmaktadır. 

5) Kadınlar ve Çocukların Dahi Katledileceği Fitnelerin Yaşanması

Hz. Mehdi'nin çıkışı öncesinde yaşanan fitne ortamında kadınlar, çocuklar, yaşlılar dahi katledilecek, zavallı masum insanlar öldürülecektir:
Bu vakada bir kadının öldürülmesi, bir kırbacın sallanması kadar kolaydır. Bu olay Medine'den yirmi dört mil kadar yayılır. Sonra Hz. Mehdi'ye biat edilir. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 34)
Günahsız insanlar öldürülmeden Mehdi çıkmaz... (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 35)
Bu fitnelerin en sonuncusu günahsız insanların öldürülmesidir ki, artık o zaman kendisinden herkesin razı olacağı bir gidişatta olan Hz. Mehdi çıkar. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 38)
Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve katliamlara yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 37)
Ana, baba, kız, erkek herkesi öldürür ve Acem ve Irak beldelerini feth ederek ümmete acıklı azap tattırırlar. Bunların arasında fitne, şiddet, helak ve kaçmalar olur. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 36)

6) Hz. Mehdi Yolların Kesildiği Bir Dönemde Çıkacaktır

Günümüzde dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan çatışmalar, anarşi ve terör nedeniyle ulaşım yolları kesilmekte, insanlar bir yerden bir yere huzur ve güvenlik içinde yolculuk edememektedir. Hadislerde bu durumun, Hz. Mehdi'nin ortaya çıkış alametlerinden biri olduğu haber verilmektedir.
Ticaret ve yolların kesildiği ve fitnelerin çoğaldığı zaman...(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 39-40)
Dünya herc ü merc içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde...(Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf.454)

7) Müslümanlara Baskının Artması

Hadislerde ahir zamanda Müslüman toplulukların sıkıntılı günler geçireceği bildirilmektedir. Bu dönemde Müslümanları hedef alan çatışmalar, savaşlar, haksızlık ve adaletsizlikler meydana gelecektir. Günümüzde ve yakın geçmişte İslam dünyasının çeşitli bölgelerinde yaşanan çatışmalar ve kargaşa ortamı, bazı Müslüman ülkelerdeki diktatör yöneticilerin neden olduğu zulümler, hadislerde haber verilen olayların gerçekleşmeye başladığını gösteren delillerdendir.
Rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır. Zulüm, fesad ve fısk çıkarır. Alim ve zahidleri katleder, pek çok şehri de işgal eder. Kan akıtmayı helal kılarak, Al-i Muhammed'e düşman kesilir... (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 37)
Benden sonra halifeler olur. Halifelerden sonra emirler, emirlerden sonra zalim melikler gelir. Son olarak da Ehl-i Beytimden birisi çıkar. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 84)
Vay bu ümmete, o öldüren zalim meliklerden dolayı. Bu zalimler kendilerine itaat edenler hariç, sessiz kalanları dahi korkuturlar... (Ebu Nuaym'dan; Suyuti, C. II, sf. 64)
Burada Müslümanların üçte biri öldürülür...(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 73)

8) Mescid ve Camilerin Yıkılması

Süfyani kuru bir vadiden çıkar. Kelp kabilesinden abus çehreli, sert kalpli adamlardan bir ordu düzenler ve bunlar her tarafa zulmederler. O, medrese ve mescidleri yıkar, rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 35)

9) Haramların Helal Sayılması

Günümüzde fuhuş, kumar, içki, faiz, rüşvet gibi birçok fiil, haram olmalarına rağmen halkın büyük bir çoğunluğu tarafından ve giderek artan bir oranda işlenmektedir. Üstelik bu haramları işleyenler övülmekte ve teşvik edilmekte, işlemeyenler ise yerilmekte ve aşağılanmaktadır. Yapılan istatistikler ise bu konudaki sayının giderek arttığını göstermektedir. Son birkaç on yıl içinde son derece yaygın bir hale gelmiş bu sınır tanımayan, helali, haramı umursamayan, her türlü azgınlığı mubah sayan yaşam tarzı hadislerde tarif edilen ortamı çok açık bir şekilde yansıtmaktadır. Hz. Mehdi'nin çıkış habercisi olan bu karanlık ortam hadislerde şöyle tarif edilir:
Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder ve birinciler sonuncuların kılıçla çatışmaya dönüşünü kamçılar ve bundan sonra bütün haramların helal sayılacağı bir fitne gelir. Sonra da hilafet, yeryüzünün en hayırlısı olan Mehdi'ye evinde otururken gelecektir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)
Küfür her yanı istila edip hükmü cemiyet içinde aşikare işlenmedikçe Mehdi zuhur etmez. Bu vakitte vaki olan ise… küfrün istilasıdır. Onun kuvvetidir. (Mektubat-ı Rabbani, 2-259)
Hz. Mehdi, bütün haramların helal sayıldığı büyük bir fitneden sonra çıkacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

10) Allah'ın Açıkça İnkar Edilmesi

 (Allah’ı tenzih ederiz) Alenen ve apaçık Allah Teala inkar edilinceye kadar Hz. Mehdi (a.r.) gelmez.(Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 27)
Bu hadiste Hz. Mehdi öncesinde insanların büyük bir bölümünün inançsız ya da ateist olacağına ve ayrıca onların da bu inkarlarını basın yoluyla herkese göstererek, açıkça ilan edeceklerine işaret edilmektedir. Günümüzde bu durum o derece açık hale gelmiştir ki, Allah'ı inkar edenler sözde "modernlik ve çağdaşlık" isimleri altında itibar görmekte, halk bu yönde teşvik edilmektedir.

11) İran-Irak Savaşı

Ahir zamanda meydana gelecek önemli bir savaş hadiste şöyle haber verilir:
Şevval ayında ayaklanma Zilkade'de harb konuşmaları, Zilhicce'de ise harb vaki olacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)
Hadiste belirtilen Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları İran-Irak Savaşının gelişim aşamalarıyla aynı tarihlere denk gelmektedir:
Şevval ayında ayaklanma...
İran Şahı'na karşı olan ilk ayaklanma bilindiği gibi hadiste belirtilen 5 Şevval 1398 (8 Eylül 1976)'de olmuştur.
Zilkade'de harp konuşmaları ve Zilhicce'de ise harp vaki olacak...
Hicri 1400 Zilhicce (1980 Ekim) ayında İran-Irak arasındaki savaş tam anlamıyla başlamıştı.
Bir başka hadiste de bu savaşın ayrıntıları şöyle tarif edilir:
"Faris" yönünden gelecek olan bir kavimdir ki, şöyle diyecekler: "Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır... Bir gün, onlara ve bir gün de sizlere verilsin, ve karşılıklı sözler tutulsun..." Onlar "Mutık"a çıkacaklar, Müslümanlar oradan aşağı "Yazı"ya inecekler... Müşrikler öbür yandaki (Rakabe) denilen bir simsiyah olan nehrin kenarına duracaklar... Aralarında savaş olacak: Her iki ordudan, Allah, zaferi kaldıracak… (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 179)
- Faris yönünden gelecek olan: İran tarafından gelecek olan
- Faris : İran - İranlı (Büyük Lugat)
- Yazıya inecekler: Ovalık-Irak Ovası
- Mutık : Yöredeki bir dağın adı.
- Rakabe : Petrol kuyularının çok olduğu bölge.
"Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır…"
Hadisin bu bölümünde iki taraf arasında, aşırı milliyetçilikten kaynaklanan bir anlaşmazlığın olacağına dikkat çekiliyor. Bu anlaşmazlık sebebiyle, "Yazı"ya inilecek ve savaş başlayacak. (Yazı: Irak Ovası)
Allah, her iki ordudan zaferi kaldıracak...
Bu hadisin de işaret ettiği gibi, İran-Irak Savaşı 8 yıl sürmüş ve binlerce kayıp verilmesine rağmen bir netice alınamamıştır. İki taraf da kesin bir üstünlük sağlayamamıştır.

12) Afganistan'ın İşgali

Talikan'a (Afganistan'a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah'ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahir zaman Mehdisinin yardımcılarıdır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)
Talikan'a yazık oldu...
Hadiste Afganistan'ın Hz. Mehdi zamanında işgal edileceğine işaret olabilir. Gerçekten de Rusların Afganistan'ı işgali olan 1979 yılı Hicri 1400 yılına, diğer bir ifadeyle Hicri 14. yüzyılın başlangıcına denk gelmektedir. Bilindiği gibi hadislerde Hz. Mehdi'nin yüzyıl başlarında çıkacağı haber verilmiştir. Hz. Mehdi'yle ilgili diğer pek çok alametin de Hicri 1400 ve Hicri 14. yy başlarına denk gelmesi bu tarihlerin Hz. Mehdi'nin çıkışı hakkında önemli bir işaret taşıdığını göstermektedir.  
Orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır...
Rivayetin bu bölümünde Afganistan'ın maddi zenginlik kaynaklarına dikkat çekiliyor olabilir. Bugün Afganistan'da çeşitli sebeplerle işletilmeye açılmamış büyük petrol yatakları, demir havzaları ve kömür madenleri tespit edilmiştir.

13) Çöle Batan Ordu Hz. Mehdi’nin Çıkış Alametlerindendir

Ancak bu ordu çöle girdiğinde, Zulhüleyfe denilen yerde öylesine toprağa gömülecektir ki, onların üstte olanları alttakileri, altta olanların üsttekileri kıyamete kadar göremeyeceklerdir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 21)
...Şam’dan ayrı bir ordu da ona karşı gönderilecek ama bu ordu çölde yere batacaktır.  (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 22)
Çıkış alametlerinden birisi de, daha önce zikredildiği gibi, çölde bir ordunun yere batmasıdır.(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 37)
Aydınlık bir gecede çölde ilerleyen bir orduyu gören bir çoban, "Eyvah, Mekke'ye yazık olacak, vay başlarına gelene" şeklinde söylenirken ordunun bir anda yok olduğunu görecek.
"SübhanAllah" diyecek, "Nasıl da kısa bir zamanda kayboldular?" Aşağıya inip baktığında ise, yarısı yerin içinde yarısı da yerin dışında kalmış bir yorganı fark edecek, onu çıkarmaya çalışacak, bir türlü çıkaramayınca, gördüğü ordunun toprağa battığını anlayacak ...(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 39)

14) Fırat'ın Suyunun Kesilmesi

Fırat Nehrinin suyunun kesilip durdurulması da Hz. Mehdi'nin çıkış alametlerindendir:
Mehdi'nin alametlerindendir: Fırat Nehrinin durdurulması. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 39)
Bu hadisenin ayrıntılarıyla ilgili diğer hadislerde de önemli bilgiler verilmektedir: Keban Barajı'nın inşa edilmesiyle nehrin suyu durdurulmuştur.
Fırat (Nehrinin suyu çekilerek) kıymetli altın hazinesini açıklaması zamanı yaklaşıyor. Her kim o zaman orada bulunursa, ondan bir şey almaya uğraşmasın!. (Çünkü ihtiyar dünyanın ömrü sona ermiş bulunacaktır.) (Sahih-i Buhari, 12/305)
Resulullah: Fırat Nehri altın bir dağ üzerinden açılmadıkça kıyamet kopmayacaktır. İnsanlar onun için harb edecek ve her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecek, onlardan her adam, keşke kurtulan ben olsaydım, diyecektir buyurmuşlar. (Sahih-i Müslim, 11/320)
Resulullah: Fırat'ın altın bir dağ üzerinden açılması yakındır. İmdi orada kim bulunursa, ondan birşey almasın! buyurdular. (Sahih-i Müslim 11/320)
Resulullah şöyle buyurdu: Yakında Fırat Nehri altın hazinesini açığa çıkarır, kim buna hazır bulunursa, ondan bir şey almasın. (Sünen-i Ebu Davud, 5/116)
(Resulullah:) "Fırat Nehri bir altın dağını açığa çıkarır" dedi. (Sünen-i Ebu Davud, 5/116)
Fırat Nehrinin suyu çekilerek altın hazinesini açıklaması zamanı yaklaşıyor. Her kim, o zaman orada bulunursa o hazineden bir şey almasın. Aksi takdirde ya ölür veya öldürülür." (Hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir/Riyazü's Salihin, 3/332)
Görüldüğü gibi Hz. Mehdi'nin çıkışının önemli bir alameti olan Fırat Nehrinin suyunun durdurulması ve altın değerinde bir hazinenin ortaya çıkması pek çok büyük hadis kitabında yer almaktadır. Şimdi hadislerde geçen önemli ifadeleri inceleyelim:
Resulullah buyurdu ki: (1) Fırat Nehrinin suyu çekilip (2) altından bir dağ meydana çıkmadıkça kıyamet kopmaz. (3) Bu hazine üzerine kıtal vukua gelir, her yüzden doksan dokuzu ölür. (Kıtale iştirak edenlerden) Her kişi yalnız ben halas olacağım (kurtulacağım) diye ümitlenir. (Hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir/Riyazü's Salihin, 3/332)
(1) Fırat Nehrinin suyunun çekilip...
Suyuti hazretlerinin kitabında bu hadis "suyun durdurulması" olarak geçmektedir. Gerçekten de Keban Barajı, Fırat Nehrinin suyunu durdurdu, kesti.
(2) "Altın"dan bir dağ meydana çıkmadıkça...
Yapılan baraj sayesinde; elektriğin üretilmesi, toplanan suyun arazide kullanılarak toprağın veriminin artması ve ulaşım kolaylığının sağlanması gibi sebeplerle, buradaki topraklar "altın" gibi kıymetli hale gelmiştir.
Yukarıdaki şematik çizimde de görüldüğü gibi baraj, betondan dev bir dağı andırmaktadır. Bu barajdan (hadis-i şerifteki benzetmeye göre dağdan) altın değerinde servet dökülmektedir. Dolayısıyla baraj "altın bir dağ" hususiyetini kazanmaktadır. (En doğrusunu Allah bilir) 
(3) Bu hazine üzerinde kıtal (*) vukua gelir
*Kıtal: Birçok kişinin ölümüne sebep olan kavga
Bölgede halen devam eden yaygın anarşi ve kıtal sebebi ile oradan toprak alan, o bölgedeki anarşinin zararına uğrayabilir. Hadisteki ifadeyle ya ölür ya da öldürülür.

15) Ramazan Ayında Ay ve Güneş Tutulmaları

Mehdi için 2 alamet vardır ki, bunun birincisi, Ramazan'ın birinci gecesi Ay'ın ikincisi de ortasında Güneş'in tutulmasıdır.(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)
Ramazan'ın birinci gecesi Ay, ortasında Güneş tutulacaktır.  (Kıyamet Alametleri, Berzenci s. 199)
Onun saltanatı zamanında, Ramazan ayının on dördünde Güneş tutulacaktır, o ayın ilkinde ise Ay kararacak...(Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)
... Güneş'in oruç ayının ortasında, Ay'ın ise sonunda tutulması... (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 38)
Ramazan'da iki defa Ay tutulması olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
Mehdi'nin gelişi Razaman ayında Ay'ın iki kere tutulmasına sebep olacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 200)
Mehdi'nin çıkmasından önce bir Ramazan içinde Güneş iki defa tutulacaktır. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Şarani, s. 440)
Yukarıdaki rivayetlerde dikkati çeken en önemli nokta Ramazan ayının ortasında hem Güneş tutulmasının, hem de bir ay içinde "Ay"ın ve "Güneş"in iki kere tutulmasının imkansız olduğunun fark edilmesidir. Bu, normal şartlarda gerçekleşmeyecek bir durumdur. Oysa diğer ahir zaman alametlerinin çoğu insanın anlayabileceği, sebepler dairesi içinde gerçekleşebilecek olaylardır.
Eğer bu hadislerde tarif edilen olaylar dikkatle incelenirse, rivayetler arasında çeşitli farklılıklar olduğu göze çarpar. Yukarıdaki 1, 2 ve 3. rivayetlerde Ay, Ramazan'ın birinci günü, 4. rivayette ise sonuncu günü tutulacaktır. Böyle bir durumda yapılacak en doğru şey, aynı olaya bakan farklı rivayetlerin ittifak ettikleri ortak yönleri tespit etmek olacaktır. Buna göre, yukarıdaki hadis rivayetlerinin toplamından çıkan ortak sonuçlar şunlardır:
1. Ramazan ayında Ay ve Güneş tutulmaları olacaktır.
2. Bu tutulmalar ortalı, yani 14-15 gün arayla olacaktır.
3. Bu tutulmalar iki kere tekrarlanacaktır.
Bu tespitlere uygun olarak, 1981 yılında (Hicri 1401'de) Ramazan ayının 15. günü Ay, 29. günü de Güneş tutulmuştur. Yine "ikinci olarak", 1982 yılında (Hicri 1402'de) Ramazan ayının 14. günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur.
Ayrıca bu hadisede "Ay"ın Ramazan'ın tam ortasında DOLUNAY halinde tutulması ve dikkatleri çekecek bir alamet olarak belirmesi de son derece anlamlıdır.
Bu olayların Hz. Mehdi'nin diğer çıkış alametleriyle aynı dönemde meydana gelmesi ve Hicri 14. yüzyıl başlarında, üst üste iki yıl (1401-1402) mucizevi bir tarzda tekrarlanması rivayetlerin işaretinin bu olaylar olabileceğini kuvvetlendirmektedir.

16) Kuyruklu Yıldızın Doğması

Mehdi'nin çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan kuyruklu bir yıldız doğacaktır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci s. 200)
O gelmeden önce, doğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız görünecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
O yıldızın doğması, Güneş ve Ay tutulmasından sonra olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)
Hadislerde belirtildiği gibi:
- 1986 yılında (Hicri 1406'da) yani 14. yüzyıl başlarında "Halley" kuyruklu yıldızı Dünyamızın yakınından geçmiştir. Bu kuyruklu yıldız parlak, ışıklıbir yıldızdır.
- Hareket yönü doğudan batıya doğrudur.
- 1981 ve 1982 (1401-1402) yıllarında meydana gelen Ay ve Güneş tutulmaları olayından sonra ortaya çıkmıştır.
Bu yıldızın doğuşunun Hz. Mehdi'nin diğer çıkış alametleri ile aynı zamanda meydana gelmesi, Halley kuyruklu yıldızının hadiste işaret edilen yıldız olduğunu doğrular niteliktedir.
İmam Rabbani de Hz. Mehdi'nin alametlerinden olan kuyruklu yıldız hakkında şu bilgileri vermiştir:
Şark tarafından bir kuyruklu yıldız doğup aydınlık verecektir. Onun her günkü irtifi (geçiş yönü) meşrıktan mağribedir (doğudan batıya doğrudur). (Mektubat-ı Rabbani, 2/258)
Tarih boyunca bu kuyruklu yıldızın geçtiği zamanlarda Müslümanlar açısından çok önemli hatta dönüm noktası sayılabilecek hadiseler meydana gelmiştir. Bunlardan bir kısmı Peygamberimiz (sav)'den aktarılan rivayetlerde de bildirilmiştir. Bu rivayetlere göre bu yıldız göründüğünde;
l Hz. Nuh kavmi helak olmuştur.
l Hz. İbrahim ateşe atılmıştır.
l Firavun ve kavmi yok edilmiştir.
l Hz.Yahya öldürülmüştür.
l Hz. İsa doğmuştur.
l Resulullah Efendimiz (sav)'e ilk vahiy gelmeğe başlamıştır.
l Osmanlı Devleti tarih sahnesinde yer almaya başlamıştır.
l İstanbul, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir.
Halley Kuyruklu Yıldızı Hakkında Bazı İlginç Rakamlar
Halley kuyruklu yıldızı ile ilgili bazı sayıların "19" sayısının tam katları olması oldukça dikkat çekicidir:
Halley Kuyruklu Yıldızı 76 yılda bir geçiyor.                         76 = 19 x 4
Bu yıldız en son Hicri 1406’da görüldü.                                1406 = 19 x 74
- Bu konuyla ilgili bir diğer dikkat çekici durum da şudur: Yukarıda da hesapladığımız gibi Halley yıldızının geçmiş olduğu Hicri 1406 yılı 19'un tam 74 katıdır."74" sayısı ise aynı zamanda Kuran-ı Kerim'de 19 mucizesine işaret edilen MÜDDESSİR Suresi'nin sıra numarasıdır.
Bilindiği gibi Kuran'ın Müddessir Suresi'nin (74. sure) 30. ayetinde "19" sayısının müminler için bir rahmet, inkar edenler için ise bir fitne vesilesi olduğu bildirilmektedir.
Halley kuyruklu yıldızının 19 ile olan bu mucizevi bağlantısı da, kafirler için bir fitneyi, müminler için ise bir rahmeti müjdelediğine işaret ediyor olabilir.
Müddessir Suresi'nin 1. ve 2. ayetlerinde Hz. Muhammed (sav)'e "EY ÖRTÜNEN! KALK ve KORKUT" buyurulmaktadır. Bu, ayetlerin açık anlamıdır. Fakat bu ayetlerin ahir zamana yönelik ikinci bir örtülü, gizli bir işaretleri de bulunabilir. Belki de "EY GİZLENEN" denilerek Resulullah Efendimizin soyundan gelecek olan ve Hicri 1406'da çıkış alametlerinden biri (Kuyruklu yıldızın doğuşu hadisesi) belirecek olan Hz. Mehdi'ye işaret ediliyor olabilir.
74- Müddessir Suresi
1. Ey örtüsüne bürünen
2. Kalk ve korkut (uyar)
Müddessir: örtünen-bürünen-gizlenen demektir.
- Bir başka büyük mucize ve işaret ise Halley yıldızının 1986 (Hicri 1406)' daki geçişinin, Hz. Muhammed (sav)'in peygamberlikle vazifelendirildiği MS. 607'den bu yana 19. GEÇİŞİ olmasıdır.

17) Kabe Baskını ve Kabe'de Kan Akıtılması

Onun çıkacağı yıl, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler. Hep birlikte Beyt-i Şerif'i tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde, köpekler gibi birbirine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 169)
İnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın hac ederler. Mina'ya indiklerinde etrafları, köpeklerin sarışı gibi sarılıp, kabilelerin birbirine girmesi ile büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 35)
Yukarıdaki hadislerde "onun çıkacağı yıl" cümlesi kullanılarak, Hz. Mehdi'nin çıkış tarihinde Hac sırasında meydana gelecek bir katliama dikkat çekilmektedir. 1979 yılında, hac sırasında gerçekleşen Kabe baskınında aynen böyle bir katliam yaşanmıştır. Çok ilginçtir bu kanlı Kabe baskını da Mehdi'nin diğer alametlerinin gerçekleştiği dönemin tam başında yani Hicri 1400 yılının ilk gününde, 1 Muharrem 1400 (21 Kasım 1979) tarihinde meydana gelmiştir. 
Yine hadis-i şerifte kanların akacağından bahsedilerek öldürme olayına dikkat çekilmiştir. Baskın sırasında Suud askerleri ile saldırgan militanlar arasında meydana gelen çarpışmada 30 kişinin öldürülmesi, bu rivayetin kalan kısmını da doğrulamıştır. 
1979 (Hicri 1400)'da gerçekleşen bu Kabe baskınının ardından 7 sene sonra Hicri 1407 yılında, Hac sırasında çok daha büyük kanlı bir olay meydana gelmiştir. Bu hadisede caddelerde gösteri yapan hacılara saldırılarak 402 kişi katledilmiş, çok fazla kan akıtılmıştır. Beyt-ül Muazzama'nın yanında, Müslümanların (Suudi Arabistan askerleri ile İranlı hacıların) birbirlerini öldürmeleri ile büyük günahlar işlenmiş, harama girilmiştir. Bu kanlı olaylar, ilgili hadislerde tarif edilen ortamla çok büyük benzerlikler taşımaktadır:
Resulullah buyurdu: Ramazan'da bir seda, Şevval'de bir ses, Zilkade'de kabileler arasında savaş olur. Hacılar talana uğrar. Mina'da ölülerin çok olacağı bir savaş olur, öyle ki orada taşları kan gölü içinde bırakacak kadar kan akar. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 31)
Ramazan'da bir seda olur. Şevval'de de bir seda olur. Zilkade'de kabileler çarpışır. Zilhicce'de hacılar talana uğrar.Muharrem'de gökten şöyle nida olur. "Dikkat ediniz. Filan kimse Allah'ın halkının hayırlılarındandır. Onu dinleyiniz ve ona uyunuz." (Ramuz El Hadis, 2/518)
Şevval ayında ayaklanma, Zilkade'de harb konuşmaları, Zilhicce'de ise harb vaki olacak. Hacılar soyulacak kanları akacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)
Zilkade ayında kabileler savaşır, hacılar kaçırılır, melhameler olur.(Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 34)
"İkdiddurer" isimli kitaptaki alametlerden: Şevval'de savaş nidaları, Zilhicce'de harb ve kıtal olur, yine Zilhicce'de hacılar talana uğrar, hatta caddeler kandan geçilmez ve haramlar çiğnenir. Beyt-ül Muazzam'ın yanında büyük günahlar işlenir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 37)
Beyt-ül Muazzama'nın yanında büyük günahlar işlenir
Yukarıdaki hadiste, Beyt-ül Muazzama'nın (Kabe'nin) içinde değil, yanında çıkacak olaylara dikkat çekilmektedir. 1407 yılının Zilhicce ayında (Hac mevsiminde) meydana gelen olaylar da ilkinden farklı olarak Kabe'nin içinde değil, yanında gerçekleşmiştir. En başta anlattığımız olay ise 1 Muharrem1400'de Beyt-ül Muazzama'nın (Kabe'nin) bizzat içerisinde olmuştu. Her iki hadise de rivayetlerin işaretine uygun bir şekilde gerçekleşmiştir.
Kabe'de kan akıtılması, hacıların katledilmesi gibi, hadislerde haber verilen böyle önemli iki büyük hadisenin Hz. Mehdi hakkında bildirilen tüm alametlerin çıktığı dönemde birbiri ardına gerçekleşmesinin bir rastlantı olması oldukça zor gözükmektedir.
Hadislerde geçen ifadeleri incelediğimizde de aynı dönemle ilgili önemli olaylara işaretler bulunduğu görülecektir:
... Zilhicce'de harb ve kıtal olur.
Hadislerde, bu savaş ve çatışmalardan, hacıların öldürülmesi konusu ile birlikte bahsedilmesi söz konusu olayların aynı zaman diliminde meydana geleceklerini göstermektedir. Aynı dönem, İran-Irak Savaşının çıktığı, Türkiye'nin güney doğusunda, Ortadoğu ülkelerinde çatışma ve karışıklıkların en yoğun yaşandığı bir dönemdi.
... Şevval'de savaş nidaları olur.
Yine aynı zamanlarda Basra Körfezi'ndeki gerginliğe, İran-Amerika arasındaki gerginleşme ve savaş durumuna dikkat çekilmiş olabilir. 

Hz. Mehdi’nin çıkış alametleri

18) Doğu Tarafından Bir Ateşin Görünmesi

"İkdiddurer" isimli kitapta Mehdi'nin zuhur alametleri bahsinde geçiyor: Doğuda, semada üç gece görünen büyük bir ateşin çıkması. Mutad (alışılmış) şafak kızıllığı gibi olmayan bir kırmızılığın semada görülüp ufukta yayılması. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)
Doğudan üç veya yedi gün ardı ardına büyük bir ateş zuhur edecek, gökte karanlık görülecek, gökte alışılmış olan kırmızılığın aksine bambaşka bir kızıllık yayılacak. Yeryüzünün duyup anlayabileceği bir dille nida edilecek. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)
Ebu Cafer b. Muhammed b. Ali (r.a.)dan rivayet edildi. Siz üç veya yedi gün, doğudan bir ateşi gördüğünüz zaman Al-i Muhammed'in çıkmasını bekleyiniz, inşaAllah-ü Teala, bir münadi Mehdi'nin ismi ile semadan nida edecek ki, doğuda batıda olan herkes bu sesi işitecek. Öyle ki korkudan uykuda olanlar uyanacak, ayakta olan çökecek, oturan ise ayağa fırlayacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman , s. 32)
Yemin ederim ki bir ateş sizi saracaktır. O ateş bugün Berehut denilen vadide sönük vaziyettedir. O ateş içinde müthiş azap olduğu halde insanları kaplar. O ateş insanları, malları yakıp bitirir. Sekiz gün içinde rüzgar ile bulut gibi uçarak dünyanın her tarafına yayılır. Geceki sıcağı gündüzki hararetinden daha şiddetlidir. O ateş insanların başının üzerinden arşın altına kadar yaklaşarak yeryüzü ile gökyüzü arasında gökgürültüsü gibi korkunç gürültüsü olur, buyurdu. (Ölüm-Kıyamet -Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 461) (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 289)
Hz. Mehdi'nin çıkış öncesi alametlerinden olan bu ateş hakkında kısa bir açıklama yapmak yerinde olacaktır.
Bazı kişiler bu ateşi; sebepsiz yere birdenbire ortaya çıkan, sönme nedir bilmeyen, hatta herkesin bulunduğu yerden mutlaka göreceği tarzda bir alamet olarak beklemektedir. Halbuki kıyamet alametlerinin meydana gelişi sırasında imtihan devam ettiğinden onların anlaşılması, herkesin mecburen kabul edeceği bir açıklıkta olmaz. Böylece insanlar akıllarını, vicdanlarını, iradelerini kullanarak karar verirler. Şayet kıyamet alametleri ile ilgili hadisler en ince ayrıntısına kadar (mesela; hangi şehirde, kaç tarihinde, ne şekilde çıkacağı) anlatılsaydı daha önce de belirttiğimiz gibi herkes mecburen kabul eder, insanlar arasında derece farkı kalmazdı. Bu sebeple kıyamet alametleri ile ilgili hadisler özellikle yarı kapalı bir şekilde bildirilmiştir.
Ateş alametini de bu şekilde değerlendirmek gerekmektedir. Bir ateş sebepsiz yere çıkmaz, ya bir kaza, ya bir patlama gibi kasıt veya ihmal neticesinde çıkar. Hz. Mehdi'nin çıkış alameti olarak söylenmesi, onun çok garip ve olağanüstü bir alamet şeklinde çıkmasını gerektirmez. Önemli olan bu ateşin, hadiste tarif edilen ateşin özelliklerine uygun olarak çıkmasıdır. Bu ateşi tanımak ve tespit edebilmek için yapılacak ilk iş, özelliklerinin ortaya çıkartılmasıdır.
Bilindiği gibi Temmuz 1991 yılında Irak'ın Kuveyt'i işgali sonrasında, Kuveyt'e ait petrol kuyularını ateşe vermesi sonucunda Kuveyt ve Basra Körfezi’ni çok büyük bir ateş sarmıştır.
- Kuveyt'te yanan petrol, insan ve hayvanlar arasında ölüme sebep olmaktadır. Uzmanlara göre günde yarım milyon ton petrol duman olarak atmosfere karışmaktadır. Her gün 10 bin tondan fazla, kükürt, karbondioksit ve büyük miktarda, kanser yapıcı özelliği olan hidrokarbonlar bulut gibi körfez üzerinde asılı durmaktadırlar... Yalnız Körfez değil, onun şahsında Dünya yanmaktadır. (Kurtlar Sofrasında Ortadoğu, M. Necati Özfatura, s.175)
-Ateşe verilen iki kuyu, Türkiye'nin bir günde çıkarabildiği kadar petrol veriyor ve dumanlar 55 km. uzaklıktaki Suudi Arabistan'dan bile görülebiliyor. (Hürriyet, 23 Ocak 1991)
-Körfezde sönmeyen felaket haberleri: Kuveyt'te ateşe verilen yüzlerce petrol kuyusu alev alev yanıyor. Uzmanların "söndürmek son derece zor" dedikleri petrol kuyularındaki yangının Türkiye'den Hindistan'a kadar olan geniş bir bölgeyi en az 10 yıl süreyle etkileyeceği bildiriliyor.
Ateşe verilen petrol kuyularından çıkan alev ve dumanlar atmosferi devamlı kirletmektedir. Kuveyt gündüzleri gece manzarası arz etmektedir. Alevlerle birlikte yükselen füme rengi duman, Kuveyt semalarında sonbahardan kış mevsimine geçişi hatırlatıyor... Kuveyt'in tamamının yaşanılır hale gelmesi için en az bir senelik bir zamana ihtiyaç vardır. Kilometrelerce uzaktan görülen alevlerle birlikte yükselen dumanlar, Kuveyt semalarını tamamen kaplayarak ülkeyi yaşanmaz hale getirmekte ve varlıklı olanlar Kuveyt'i terk etmektedirler.
Dahran'daki araştırma merkezi müdürü Abdullah Dabbag'ın NewYork Times'da çıkan açıklamasına göre, Basra Körfezi'ndeki kirlenme neticesinde 106 tür balık, 180 tür yumuşakça ve bölgede yaşayan 450 tür hayvan yaşama savaşı vermektedir. 600 petrol kuyusundan yükselen dumanların komşu ülkelere yayıldığı, ayrıca kükürt gibi kanserojen maddeler ihtiva eden dumanların asit yağmuruna dönüşerek tarımda verimi azalttığı açıklanmaktadır. (Kurtlar Sofrasında Ortadoğu, M. Necati Özfatura, s. 171)
Yemin ederim ki bir ateş sizi saracaktır. O ateş bugün Berehut denilen vadide sönük vaziyettedir. (Kamus Tercemesi, c. 1, s. 550)
Berehut: Bir vadi veyahut bir kuyu adıdır.
Hadis-i şerifin ilk kısmında ateş için "sönük bir vaziyettedir" denmektedir. Ateş, yanıcı bir maddenin yanmasıyla meydana gelen bir durum olduğuna göre burada sönük vaziyette bekleyen ateşin kendisi değil, ateşin yakacağı hammaddedir.
Burada toprak altından çıkarılan petrole işaret edilmektedir. Nitekim hadisteki Berehut denilen yer, bir kuyunun adıdır. Bu kuyu petrol kuyusudur. Zamanı gelince bu kuyulardan çıkarılan petrol, yanmaya hazır bir ateş haline gelmektedir.
"O ateş müthiş azap olduğu halde insanları kaplar."
O ateş, sadece yanan bir ateş değil, aynı zamanda insanları canından, malından ederek azap içinde, elem-üzüntü içinde bırakacak ve bütün doğayı kirletecek olan bir ateş.
"O ateş insanları, malları yakar bitirir."
O ateş bir kısım insanların ölümüne sebep olmaktadır. Bunun yanında malları yakarak, maddi zarara sebebiyet verdiği gibi, tüm çevreyi ve doğayı kirleterek de insanların geçim kaynaklarını yok etmektedir.
"Sekiz gün içinde rüzgar ile bulut gibi uçarak dünyanın her tarafına yayılır."
O ateşin, "rüzgar ile bulut gibi uçan" kendisi değil dumanıdır. Burada benzetme yapılarak dumanın bulutlara kadar yükseleceği de anlatılmıştır. Bu duman rüzgarın etkisiyle her yöne doğru yayılmaktadır.
"Geceki sıcağı, gündüzki hararetinden daha şiddetlidir."
O ateşin hem gündüz, hem gece devamlı yandığı anlaşılmaktadır.
"O ateş insanların başının üzerinden arşın altına kadar yaklaşarak, yeryüzü ile gökyüzü arasında gökgürültüsü gibi korkunç gürültüsü olur."
O ateşin çok yükseklere kadar tırmandığına ve bu ateşten gökgürültüsü gibi pek şiddetli bir gürültü ile patlamalar meydana geldiğine işaret edilmektedir.
"Gökte alışılmış olan kırmızılığın aksine bambaşka bir kızıllık yayılacak."
Hadisin bu kısmında, olayın gece vakitlerinde meydana geleceğine işaret edilmiştir. Gece vakti meydana gelen büyük infilakın alevleri çok şiddetli bir aydınlanma yapar. Bu kızıl alevlerin meydana getirdiği kızıl aydınlanma, halkın mutad üzere alışık olduğu kırmızı "tan" aydınlanmasından çok ayrıdır. Çünkü gece vakti böyle gündüz gibi aydınlanma olağanüstü bir olaydır. (Tan: Güneş doğarken ve batarken oluşan ve Güneş'in aydınlatma gücünün zayıflayıp, beyaz ışıktan kırmızı ışık yayar duruma geldiği vakitlerdeki hali.)

19) Sahte Peygamberlerin Çoğalması

Sahte peygamberlerin ortaya çıkışı, hadislerde haber verilen Hz. Mehdi'nin çıkış alametlerinden biridir. Son dönemlerde kendisinin Hz. İsa olduğunu iddia eden çok fazla sayıda kişi ortaya çıkmıştır.
Her biri Allah'ın Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe kıyamet kopmayacaktır.(Tirmizi, Fiten 43; Ebu Davud, Melahim 16)
Her birisi kendisinin Tek Mabud olan Allah'tan resul olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancının çıkması.(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 36)

20) Dinin Şahsi Çıkarlar İçin Kullanılması

Alimler ilmi sırf para kazanmak için öğrendiğinde… dini dünyalık karşılığında sattıklarında… hükmü sattıklarında… kıyamet yaklaşmış olacaktır. (Ölüm Kıyamet ve Diriliş, sf. 480)
Ahir zamanda öyle adamlar çıkacak ki, dinlerini dünya menfaatleri karşılığında satacaklardır. (Tirmizi, Zühd, 60)
Kim Kuran okursa (mükafatını) Allah'tan istesin. Zira son zamanlarda Kuran okuyup (mükafatını) insanlardan isteyen birtakım insanlar türeyecektir.(Son Zamanlarla İlgili Hadisler, sf. 9)

21) Büyük Olayların ve Hayret Verici Şeylerin Meydana Gelmesi

Onun zamanında büyük hadiseler vuku bulacak.(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf.27)
Onun zamanında nice hayret veren haller zuhur edecektir. (Mektubat-ı Rabbani, 2/258)
Onun zuhur mebdeleri ve mukaddimeleri (çıkış alametleri) Resulullah Efendimizin irhasatına* benzer. (Mektubat-ı Rabbani, 2/258)
* İrhasat: Hz. Muhammed (sav)'in peygamberliğinden evvel meydana gelen olağanüstü hallerdir ki, bunlar peygamberliğine delil teşkil eden olaylardandır.
Hz. Muhammed (sav)'in doğumundan önce büyük ve olağanüstü olaylar meydana gelmişti. Doğduğu gece yeni bir yıldız doğmuş, ateşe tapan İran Padişahlarının sarayının 14 burcu yıkılmış, İran'da 1000 yıldır yanmakta olan Mecusi ateşi sönmüş, Semavi Vadisi sel suları altında kalmış, Save Gölü kurumuştu.
Yukarıdaki rivayetlerde işaret edildiği gibi, Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışı da, Peygamber Efendimiz'inkine benzeyecektir. Onun çıkışı döneminde de büyük ve harika olaylar olacaktır.
Rivayetlerin işaretine göre Hz. Mehdi'nin çıkış yılı olan Hicri 1400 (Miladi 1979) yılı başlarında meydana gelen büyük olaylar:
-      Kabe basıldı ve çok sayıda Müslümanın kanı akıtıldı.
-      2500 yıllık İran şahlığı yıkıldı ve İran Şahı Rıza Pehlevi öldü.
-      Hindistan'ın Bombay kentinde bir fabrikadan sızan gaz 20.000 kişinin ölümüne yol açtı.
-      İki Müslüman ülke olan İran ve Irak arasında 8 yıl sürecek bir savaş başladı.
-      Ruslar, Afganistan'ı işgal etti.
-      Mexico City şiddetli bir depremle yerle bir oldu.
-      Kuzey Kolombiya'daki Nevada Del Ruiz yanardağı 400 yıldır ilk kez patladı. Eriyen kar ve buzun oluşturduğu çamur yüzünden Armero kenti haritadan silindi. 20.000 kişi öldü.
-      Bangladeş'teki sel 25.000 kişinin ölümüne sebep oldu.
-      Hristiyanlığın merkezi Roma'yı sular bastı.
-      1986'da Çin'de tarihinin en büyük orman yangını oldu.
-      Hindistan Başkanı Gandi, Mısır Devlet başkanı Enver Sedat, İsveç Başbakanı Olof Palme öldürüldü.
-      Papa II. Jean Paul vuruldu.
-      1980 yılı başlarında ilk AIDS vakaları tespit edildi. Şu ana kadar on binlerce kişinin ölümüne sebep olan bu hastalığa "Çağın Vebası" ismi verildi. AIDS, 1960'larda Amerika'da başlayan ve her çeşit cinsel serbestliği getirmiş olan "Seks Devrimi"ni sona erdirdi.
-      1986'da uzay mekiği Challenger fırlatılışından sonra infilak etti.
-      26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki Çernobil Nükleer Santralında şimdiye kadar görülen en büyük nükleer kaza meydana geldi. Birçok Avrupa ülkesi yayılan radyasyondan etkilendi.
-      Ozon tabakasının delinmesi Dünya iklimi üzerinde çok olumsuz etkiler bıraktı.
-      Sovyetler Birliği yıkıldı ve Gorbaçov'la birlikte Bağımsız Devletler ortaya çıktı.
-      Irak'ın Kuveyt'i ilhak etmesinden sonra Körfez Savaşı başladı.
-      Ermenistan'daki depremde kent harabeye dönüştü. 500.000 kişi evini terk ederken, ölü sayısı 40.000'i aştı.
-      1989 yılında Çin'de komünist bölükler tanklarla öğrencilerin üzerine yürüdü, Tiananmen Meydanı’nda 2000 öğrenci öldü.
-      Soğuk Savaşın sembolü olan Berlin duvarı inşasından tam 28 yıl sonra yıkıldı.
-      1990 yılında Kabe'deki tüneldeki izdihamda 1400'den fazla hacı hayatını yitirdi.
-      1991 yılında Bangladeş'te meydana gelen sellerin sonrasında 120.000'in üstünde kişi öldü, milyonlarca kişi evsiz kaldı.
-      Bosna ve Kosova'daki katliamda yüz binlerce Müslüman öldürüldü ve yüzbinlercesi yurtlarından çıkarıldı.
-      Ebola virüsü on binlerce kişinin ölümüne sebep oldu.
-      El Nino tüm dünya ülkelerine çok büyük felaketler getirdi.

22) Güneş'ten Bir Alametin Belirmesi

Mehdi, Güneş'ten bir alamet belirinceye kadar gelmeyecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf.49)
Güneş bir alamet olarak doğmadıkça Mehdi çıkmaz. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf.33)
Güneş'te böyle büyük bir patlama olayı ilk kez, içinde bulunduğumuz yüzyılda meydana gelmiştir.

Güneş Tutulması

11 Ağustos 1999 yılında gerçekleşen Güneş tutulması yüzyılın son tam Güneş tutulmasıdır. İlk kez bu kadar çok insan Güneş tutulmasını, hem de bu kadar uzun bir süre izleyebilmiş, inceleme fırsatı elde etmiştir. Bu tutulmada dikkat çeken bir nokta da Türkiye'nin bu tam tutulmanın en iyi izlendiği ülkelerden birisi olmasıdır. Bartın'dan Silopi'ye kadar, yaklaşık olarak 12 şehir ve 100 ilçe tutulmayı gözleyebilmiştir.
Bu kadar işaretin birarada ve çok kısa bir zaman dilimi içinde art arda gerçekleşmesi tesadüf değildir. Bu işaretler inanan kullar için birer müjdedir.

23) Büyük Şehirlerin Yok Olması

Büyük şehirler, dün sanki yokmuş gibi helak olur. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf.38)
Hadiste bazı büyük şehirlerin savaşlar ve çeşitli doğal afetler neticesinde yok olacağına işaret edilmektedir. Birçok büyük şehir hep bu yüzyıl (Hicri 1300-1400) içinde yok olmuş veya büyük tahribat görmüştür. Bu olaylar Hz. Mehdi'nin çıkış öncesi alameti olması açısından çok önemli birer delildir. Amerika'nın 1945 yılında Hiroşima ve Nagasaki'ye attığı atom bombası, burada yaşayan insanları sağ bırakmazken, kentin tamamını da yerle bir etmiştir.
Allah Kuran'da geçmişteki pek çok kavmin türlü şekillerde helak olduklarını şu ayetlerle belirtmektedir:
Artık sen, onların kurdukları hileli-düzenin uğradığı sona bir bak; Biz, onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik. İşte, zulmetmeleri dolayısıyla enkaza dönüşmüş ıpıssız evleri. Şüphesiz bilen bir kavim için bunda bir ayet vardır. (Neml Suresi, 51-52)
Biz, yaşama biçimleriyle 'refah içinde şımarıp azmış' nice şehri yıkıma uğrattık. İşte meskenleri; çok az (bir zaman) dışında (onlarda) kendilerinden sonra oturulabilmiş değildir. (Onlara) Varis olanlar Biziz. (Kasas Suresi, 58)
İşte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için bir buluşma zamanı tespit ettik. (Kehf Suresi, 59)
Biz, zulmeden ülkelerden nicesini kırıp geçirdik ve bunun ardından bir başka kavmi meydana getirdik. (Enbiya Suresi, 11)
Böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık. (Hud Suresi, 82)
Biz nice ülkeleri yıkıma uğrattık. Geceleri uyurlarken ya da gündüzün dinlenirlerken Bizim zorlu azabımız onlara geliverdi. (Araf Suresi, 4)
Bulunduğumuz yüzyıl içinde meydana gelen savaşlarda birçok şehir (Berlin, Hamburg, Varşova, Leningrad, Bükreş, Londra...) tamamen harap olmuştur. Bu şehirlerin inşası ancak çok sonraları mümkün olabilmiştir.

24) Depremlerin Çoğalması

…Depremler çoğalmadıkça, fitneler zahir olmadıkça, cinayetler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, sf.109)
Peygamberimiz (sav) yukarıdaki hadisinde "depremlerin çoğalmasını" ahir zaman öncesinde meydana gelecek alametlerden biri olarak ifade etmiştir. Gerçekten de 20. yüzyıl da on binlerce kişinin hayatını kaybettiği depremlerle tarihe geçti. Kobe’deki şiddetli deprem, Türkiye’de, Tayvan’da, Yunanistan’da ve Meksika’da birbiri ardınca gelen depremler ahir zamana bakan çok önemli işaretler içermektedir.
"Ümmetimde zelzeleler olur. Öyle ki, bu zelzelelerde on bin, yirmi bin, otuz bin kişi ölür. Allah, bu ölümü muttakilere öğüt, müminlere rahmet, kafirlere ise azap kılar." (İbni Asakır, Geleceğin Tarihi 1, Orhan Baytan, Mevsim Yayıncılık, sf.81)
Barınacak evler, sizi taşıyacak hayvanlar bulamayacağınız zaman yaklaşmıştır. Çünkü evlerinizi depremler yıkacak, hayvanlarınızı yıldırımlar yakıp kömüre çevirecektir. (Nuaym bin Hammad, Geleceğin Tarihi 1, sf.82)
Hilafetin Arzı-Mu kaddeseye indiğini görürsen bil ki, artık zelzeleler, kederler, büyük hadiseler yakındır. O gün kıyamet insanlara şu elimin başına olan yakınlığından daha yakındır. (Ebu Davud, Cihad 37, sf.2535, Kütüb-i Sitte, cilt 14, sf.339)
Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakaret ettiği zaman artık kızıl rüzgarları, (zelzeleyi) yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) (veya gökten taş yağmasını (kazfi)) bekleyin. (Tirmizi, Fiten 39, sf.2211, Kütüb-i Sitte, cilt 14, sf.341)
Ahir zamanda eğlencelerin ve çengilerin meydan aldığı ve içkinin de mubah addolunduğu zaman yere batma, taş yağma zuhur edecek ve insan kılığından çıkma olacaktır. (Hz. Sehl İbni Saad, Ramuz El Ehadis, cilt 2, sf.302/8)
İlim kalkmadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman kısalmadıkça, fitneler zahir olmadıkça, cinayetler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz. (Buhari, İbni Mace, Kıyamet Alametleri, s.108)

IRAK SAVAŞI HZ. MEHDİ'NİN ALAMETİ Mİ?

Beklenen Mehdi kitabının kısa sürede tükenen ikinci baskısından sonra gelişen dünya olayları ve Amerika'nın Irak'a saldırısı, işgali ve bu savaşta bölge ülkelerinin aynen Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bizlere belirttiği şekilde davranmaları konumuzla ilgili hadisleri gözden geçirmemize vesile olmuştur. Aşağıda yapmış olduğum ek çalışma ile bu savaşa ve olaylara bakan hadislerden bazılarını değerlendirdim.
"Ordunun kayboluşu"
"Hz. Mehdi'nin beş alameti bulunur. Bunlar Süfyani, Yemani, samadan bir sayha, Beyda'da bir ordunun batışı ve günahsız insanların öldürülmesidir." (Naim Bin Hammad)
"Iraklıların parası kalmayacak"
"Iraklıların elinde ölçecekleri bir tartı aleti ve alış-veriş yapabilecekleri bir para hemen hemen kalmayacak." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame, kısm-ul efal. c.5 sf. 45 El Muttaki)
"Bağdat alevlerle yok edilir"
Ahir zamanda Bağdat alevlerle yok edilir... (Risaletül Huruc ül Mehdi, Cilt 3, sf. 177, Kayıt 854) 
"Irak ve Şam'a Ambargo"
Ebu Nadre (R.A.) dedi ki; Cabir (R.A.)'ın yanında idik, şöyle dedi: "Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (kile), bir dirhem sevk olunmayacak". Dedik ki: "Bu kimden dolayı olur?" Dedi ki: "Acemler (Arab'ın gayrısı) bunu men' ederler." Sonra dedi: "Şam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile) sevk olunmayacak". "Bu kimden dolayı olur" dedik. "Rumlar'dan dolayı" dedi. (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni)
"Irak yeniden yapılanır"
"İnsanların en şerlileri Irak'a saldırmadıkça kıyamet kopmaz.
Ve Irak'taki masum insanlar Şam'a doğru sığınma yerleri ararlar.
Şam yeniden yapılanır, Irak da yeniden yapılanır.(Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame, kısm-ul efal. c.5 sf. 254, El Muttaki)
"Irak Halkı Şam'a, Kuzeye Kaçar"
Şerli kişiler Irak'a saldırmadıkça kıyamet kopmaz. (işte o zaman) Masum ve temiz Irak halkı Şam'a kaçar. (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, sf. 210)
"Şam'da fitneler"
Şam'da fitneler bir taraftan sakinleştikçe, diğer bir taraftan alevlenir.
Gökten çağırıcı bir melek "Mehdi emirinizdir. Mehdi Halifenizdir"demedikçe de fitneler bitmez. (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi... sf.63)
"Şam, Irak, Arabistan"
"Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ...Öyle bela ve musibetler olacak ki, hiçbir kimse, sığınabileceği bir mekan bulamayacaktır. Bu belalar Şam'ın etrafında dolanacak, Irak'ın üzerine çökecek. Arabistan yarımadasının elini ve ayağını bağlayacaktır. İslam ümmeti orada belalara karşı bozkırlarda savaşacaklar. Hiçbir kimse, onların haline acıyıp; vah! vah! bile demeyecek. Onlar belayı bir taraftan defetmeye çalışırlarken, diğer taraftan o yine ortaya çıkacaktır." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame, kısm-ul efal. c.5 sf.38-39 El Muttaki)
"...belalar Şam'ın etrafında dolanacak"
"...Irak'ın üzerine çökecek." 
"...Arabistan yarımadasının elini ve ayağını bağlayacaktır." 
"Fırat ile Dicle arasında büyük savaş olacak"
"Fırat ile Dicle arasında Zevra denen bir şehir olacak. Orada büyük bir savaş olacak. Kadınlar esir edilecek, erkekler ise, koyun kesilir gibi boğazlanacak." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame, kısm-ul efal. c.5 sf. 38 El Muttaki)
"Irak'ın üçe bölüneceği"
Resulullah (s.a.v.)'in bildirdiğine göre, Irak halkı üç fırkaya ayrılır. Bir kısmı çapulculara katılır. Bir kısmı ailelerini geride bırakıp kaçarlar. Bir kısmı savaşır ve öldürülürler.
Siz bunları gördüğünüz vakit kıyamete hazırlanın. (Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
Küfe halkı üç kısma ayrılacak: Bir kısmı, Süfyani'nin ordusuna katılacak. Onlar, Cenab-ı Hakkın yarattığı en kötü insanlardır. Bir kısmı onlarla savaşacak onlar Cenab-ı Hakkın şerefli kullarıdır. Bir kısmı da yağmacılara katılacak, onlar günahkarlardır. (En-Necmu's Sakıb Fi Beyanı Enne'l Mehdi Min Evladı Ali B.Ebi Talib)
Bir kısmı ailelerini geride bırakıp kaçarlar
"Masum çocukların öldürülmesi"
…Muhammed ümmetinden masum bir çocuk öldürüldüğünde, gökten bir melek 'hak onda (Mehdi'de) ve onun yanında olandadır' diye haykırır. (Sabban isafur Ragibin s.154)

Birinci Kitap


İkinci Bölüm:
Hz. Medinin Özellikleri-1
Peygamberimiz (sav), "Mehdi ile müjdelenin" (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 12) buyurarak, Hz. Mehdi'nin gelişini heyecan ve şevkle beklemenin, bu mübarek zat için hazırlık yapmanın önemine dikkat çekmiştir. Bir başka hadis-i şerifte ise iman edenlerin, Hz. Mehdi'ye olması gereken sevgi ve bağlılıkları şöyle ifade edilmiştir:
Sizden ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa ona gelsin. Ona katılsın. Zira o, Mehdi'dir. (İbn Mace, Fiten, B 34, H 4082; İbn Ebi Şeybe, c. VII, sf.527; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 14)

HZ. MEHDİ’NİN MUHAKKAK ÇIKACAK OLMASI

Eğer dünyadan bir gün bile kalsa, Allah, O (Hz. Mehdi) idareyi ele alıncaya kadar o günü uzatırdı.(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf.10)
Eğer dünyadan bir gece bile kalsa, Allah onu uzatır ve Ehl-i Beytimden birisini (Hz. Mehdi) melik kılardı.(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 10)
Ümmetim arasında Mehdi gelecektir... Ümmetim onun zamanında iyi ve kötünün, benzeriyle nimetlenmediği bir nimetle nimetlenecek, sema üzerlerine bol yağmur yağdıracak, arz nebatından hiçbir şey saklamayacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 9)
Dünyadan bir gece bile kalsa, Allah o geceyi uzatır ve Ehl-i Beytimden birisi gelerek dünyaya hakim olurdu.Onun adı adıma, babasının adı babamın adına uyar. Daha önce yeryüzü nasıl zulümle dolduysa, o, onu adaletle dolduracaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 11)

HZ. MEHDİ PEYGAMBERİMİZ (SAV)’İN SOYUNDANDIR

Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah (c.c.) benim Ehl-i Beytimden (soyumdan) bir zatı (Hz. Mehdi'yi) gönderecek. (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)
Benim Ehl-i Beytimden bir şahıs bütün dünyaya hakim oluncaya kadar günler ve geceler gitmez. (En-Necmu's Sakıb, Ukayli)
Mehdi, kızım Fatıma'nın neslindendir. (Sünen-i İbn Mace, 10/348)
Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beytimden bir kişidir(Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 13)
Mehdi, benim çocuklarımdan birisidir. Yüzü gökyüzünde parlayan yıldız gibidir. (Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi’nin “Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi”)
Bütün peygamberler birbirinin soyundandır. Hz. Mehdi de hadislerin belirttiğine göre bu soydan gelmektedir. Halk arasında bu soydan gelenlere "seyyid" denmektedir. Hz. Mehdi de seyyid olacaktır.
Allah, Kuran'da birbirlerinin soyundan gelen elçilerden bahsetmektedir. Bu ayetler Hz. Mehdi'nin de aynı soydan geleceğine işaret ediyor olabilir. (En doğrusunu Allah bilir).
Gerçek şu ki, Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler üzerine seçti; Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir. Allah işitendir, bilendir. (Al-i İmran Suresi, 33-34)
"Rabbimiz, ikimizi sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin." (Bakara Suresi, 128)
Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden, kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik. (Enam Suresi, 87)

ALLAH HZ. MEHDİ’Yİ BİR GECEDE ISLAH EDECEKTİR

El-Mehdi, bizden, Ehl-i Beyttendir. Allah onu bir gecede ıslah eder (yani tevbesini kabul eder veya feyizler ve hikmetlerle donatır). (Sünen-i İbni Mace Kitabü-l 'fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34, sf.348)
İslam alimleri bu hadisi şu şekilde açıklamışlardır:
...Bir gecede Mehdi’nin ıslah edilmesi sözü ise Cenab-ı Hakkın kendisine kutup mertebesinin verilmesine işarettir. Bu dereceyi çalışmakla, uğraşmakla kazanamaz. Yüce Mevla’nın Kur’an-ı Kerim’de belirttiği gibi Hz. Peygamber (sav)’e verilen bu lütuf, Hz. Mehdi’ye de verilmiştir. Yüce Mevla, Kur’an-ı Kerim’de Şura Suresi 52. ayette Peygamberimiz (sav)'e şöyle demiştir: "Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat Biz onu (kitabı) kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen doğru yolu göstermektesin." Hz. Mehdi, dini meselelerde zamanındaki müçtehitlerin en faziletlisi ve en mükemmelidir. Bu da onun büyüklüğünü, mertebesinin yüksekliğini, makamının yüceliğini gösterir.(Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi, “Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi)
Bediüzzaman Said Nursi de, Hz. Mehdi'den şu şekilde bahsetmektedir:
Ahir zamanın en büyük fesadı zamanında, elbette EN BÜYÜK BİR MÜÇTEHİD (içtihad eden büyük İslam alimi), hem EN BÜYÜK BİR MÜCEDDİD (her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük İslam alimi, yenileyen, yenileyici), HEM HAKİM, HEM MEHDİ, HEM MÜRŞİD (doğru yolu gösteren kişi), HEM KUTB-U AZAM (Müslümanların kendisine bağlandıkları büyük evliyalardan, zamanın en büyük mürşidi) olarak bir zat-ı nuraniyi gönderecek ve o zat da, Ehl-i Beyt-i Nebeviden (Peygamberimiz (sav)’in soyundan) olacaktır... (Mektubat, 411-412)

HZ. MEHDİ’NİN İNSANLAR TARAFINDAN ÇOK SEVİLMESİ

Muhakkak ki o, insanların karşılaştıkları şerler sebebiyle, Mehdi'nin kendilerine en sevgilisi olmadıkça çıkmayacaktır.(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 27)
Yer ve gök ehli ondan razı olur. 
(Heysemi, c. VII, sf. 313; Ebu Nuaym'dan, Suyuti, c. II, sf. 58; Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 31)
Allah, bütün insanların kalplerini onun muhabbetiyle dolduracaktır.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 42)
Mehdi insanlara gelir de, onu yeni gelin gibi aşk ve muhabbetle kucaklarlar...
(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, Sf. 35)
Onun hilafetinden yer ve gök ehli, bütün yabani hayvanlar, kuşlar, hatta denizdeki balıklar bile razı olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 31)
Bu fitnelerin en sonuncusu günahsız insanların öldürülmesidir ki, artık o zaman kendisinden herkesin razı olacağı bir gidişatta olan Hz. Mehdi çıkar. 
(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, Sf. 38)
Allah onun muhabbetini insanların kalplerine yerleştirecektir. Böylece onlar, gündüzleri arslan kesilen ve geceleri de ibadetle geçiren bir toplum olacaklar.
(Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)
Ümmet'i Muhammed'den memnun olmadık hiçbir fert kalmayacaktır. (Kıyamet Alametleri, sf. 163)
Yüzü güzel, kokusu hoş, heybetli, fakat insanlara sevimli ve yakındır(Mehdi, Deccal, Mesih, sf. 102)

HER YERDE HZ. MEHDİ’DEN BAHSEDİLMESİ

Hadislerde, Hz. Mehdi'nin döneminde onun adından çokça bahsedileceği ifade edilmektedir. Bu da, Hz. Mehdi'nin isminin dünyanın dört bir yanına ulaşacağını göstermektedir:
Semadan bir münadi, "Hak Al-i Muhammed'edir" şeklinde bağırdığı zaman, Mehdi zuhur eder. Herkes sadece ondan konuşur, onun sevgisini içer ve ondan başka bir şeyden bahsetmezler.  (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 33)
Bir münadinin semadan "Hak, Hz. Muhammed (sav) ehlindedir" şeklinde bağırmasından sonra, Hz. Mehdi'nin sevgisi insanların kalplerine yerleşecek ve ondan başka bir şeyden bahsedilmeyecektir.
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 20)

HZ. MEHDİ’YE KENDİSİ İSTEMEDİĞİ HALDE BİAT EDİLMESİ

Hadis-i şeriflerde Hz. Mehdi’ye biatın kendisi istemediği halde yapılacağı bildirilmektedir. Bu da gösteriyor ki Hz. Mehdi, kendisini hiçbir zaman Mehdi olarak ilan etmeyecektir. Hatta insanlar ona gelip “alametler sende mevcut, sen Mehdi’sin” dedikleri halde o yine reddedecektir. Ancak “ölümle tehdit” edildikten sonra, insanların kendisine biat etmesini kabul edecektir.
İnsanlar nihayet Mehdi'ye gelirler ve Rükun ile Makam arasında, kendisi istemediği halde ona biat edeler. "Eğer kabul etmezsen, boynunu vururuz" derler. Yer ve gök ehli ondan razı olur. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, Sf. 31)
Halifenin ölümü anında ihtilaf olur. Medine halkından bir kişi koşarak Mekke’ye çıkar. Mekke halkından bir grup onu, istememesine rağmen (bulunduğu yerden) çıkarırlar. Hacer-i Esved’le Makamı İbrahim arasında ona biat ederler.(Sünen-i Ebu Davud, 5/94; El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 20)
... Ve sonra istemediği halde biatlarını kabul eder. Eğer siz ona yetişirseniz, ona biat ediniz. Çünkü o yerde de gökte de Mehdi'dir. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 35)
Hz.Fatima’nın soyundan gelen Mehdi, Mekke’de meydana çıkarılır ve istemediği halde kendisine biat edilir.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 52-53)
... Onu tekrar Mekke’de bularak yine, “Sen falan oğlu falansın, annen de filan kızı filanedir, sende şu şu alametler vardır, birinci defa bizden kurtuldun uzat elini sana biat edelim” derler. Bunun üzerine o “Ben aradığınız değilim” der ve tekrar Medine’ye gider. Medine’de yine aranınca tekrar Mekke’ye döner. Mekke’de kendisini Rükunda bularak şöyle derler: “Eğer biatlarımızı kabul etmezsen, bizi aramakta olan ve başında Haddam’dan birisinin bulunduğu Süfyani ordusuna karşı korumazsan, günahlarımız senin üzerine ve kanlarımız da boynuna olsun” derler. Bunun üzerine Mehdi, Rükun ile Makam arasına oturur ve elini uzatarak biatları kabul eder. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 39-40)
Fitne içindeki insanlar kan akıtıldığı bir zamanda evinde oturmakta olan Mehdi’ye gelir ve “Bizim için kalk artık”der. O ise kabul etmez, ancak ölümle tehdit edildikten sonra onlar için kalkar. Ondan sonra artık kan dökülmez. (İbn Ebi Şeybe, c. VII, sf. 531; Abdurrezzak H. 20771, c. XI, sf. 372; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 52-53)
Kur’an-ı Kerim’de Yusuf Suresi'nde, Hz. Yusuf’un da kendi isteği olmaksızın bulunduğu ülkenin kralı tarafından doğruluğu, adaleti, bilgisi, güvenilirliği sayesinde başa getirildiği haber verilmektedir:
... Onunla konuştuğunda da (şöyle) dedi: "Sen bugün bizim yanımızda (artık) önemli bir yer sahibisin, güvenilir (bir danışman-yönetici)sin. (Yusuf Suresi, 54)

HZ. MEHDİ’YE NEREDE BİAT EDİLECEĞİ

Sonra da hilafet yeryüzünün en hayırlısı olan Mehdi'ye evinde otururken gelecektir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, sf.26)
Mekke’de kendisini Rükunda bularak şöyle derler: “Eğer biatlarımızı kabul etmezsen, bizi aramakta olan ve başında Haddam’dan birisinin bulunduğu Süfyani ordusuna karşı korumazsan, günahlarımız senin üzerine ve kanlarımız da boynuna olsun” derler.Bunun üzerine Mehdi, Rükun ile Makam arasına oturur ve elini uzatarak biatları kabul eder.
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 39-40)
Rükun ile Makam arasında kendisine biat edilecektir. Hz. Mehdi o kadar merhametli olacaktır ki, zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır.
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 42) 

HZ. MEHDİ’NİN ADI

Ey insanlar, muhakkak Allahu Teala size zalimleri, münafıkları ve onlara uyanları menetmiş ve size ümmeti Muhammed'in en hayırlısı olan ve Mekke'de bulunan, İSMİ AHMED, babasının ismi Abdullah olan Hz. Mehdi'yi reis kılmıştır. Ona katılınız.(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 31)
Konuyla ilgili işari manada bir ayette şöyle bildirilmektedir:
.. benden sonra ismi "AHMED" olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demişti... (Saff Suresi, 6)

HZ. MEHDİ'NİN ÇIKIŞINI GÖKYÜZÜNDEN BİR
SESİN(RADYO, TELEVİZYON KANALIYLA) HABER VERMESİ

... Ve bu durum bir münadinin semadan seslenerek "Ey insanlar, emiriniz artık Mehdi'dir." demesine kadar devam edecektir.(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 24)
Semadan bir münadi “Hak Al-i Muhammed’dedir.” şeklinde bağırdığı zaman Mehdi zuhur eder...
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 33)
Siz üç veya yedi gün, doğudan bir ateşi gördüğünüz zaman Al-i Muhammed'in çıkmasını bekleyiniz, inşaAllah-u Teala, bir münadi Mehdi'nin ismi ile semadan nida edecek ki, doğuda batıda olan herkes bu sesi işitecek.
(Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 32)
Semadan bir münadi "Hak Al-i Muhammed'dedir, yerden de bir münadi "Hak Al-i İsa'nın veya Abbas'ındır" diyecektir. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 33)
Günahsız insanlar katledildiği ve kardeşi de Mekke'de öldürüldüğü zaman semadan bir münadi, "Emriniz filandır. İşte bu yeryüzünü adaletle dolduracak olan Mehdi'dir" diye nida eder. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 35)
Çok yaygın ve sona ermesi mümkün görülmeyen bir fitne çıkacak ve bu fitne semadan 3 kez “Emir Mehdi’dir, gerçek odur” şeklindeki nidaya kadar sürecektir.(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 55)
Hadislerde Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışını gökyüzünden gelen bir sesin haber vereceğine, yani radyo ve televizyon kanalıyla tüm insanların bu müjdeli haberi duyacağına dikkat çekilmektedir. Bu sesin doğuda ve batıda herkese ulaşacağı bildirilmektedir. Hatta, her toplumun bu sesi kendi lisanında duyacağı haber verilmektedir:
Semadan arz ehline şamil olan bir ses ki, herkes onu kendi lisanı ile işitir.(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 37)
Günümüzde haberler her ülkede, o ülkenin diline tercüme edilerek, radyo, televizyon ve internet aracılığıyla hemen herkese ulaştırılmaktadır. Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışı da bu şekilde tüm insanlara ulaşacaktır.

HZ. İSA, HZ. MEHDİ'NİN ARKASINDA NAMAZ KILACAKTIR

Hz. İsa namazını Hz. Mehdi'nin arkasında kılacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 24)
Hz. İsa semadan nüzul edecek ve onun emirliğini kabul edecektir. Hz. İsa'ya "Bize namaz kıldır" denilecek, ancak o, "Emir sizin içinizdedir" karşılığını vererek, "Bu Allah'ın ümmeti Muhammed'e bir ikramıdır." diyecektir.
(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 24)
Hz. Mehdi müminlerle beraber Beytül Makdis'de sabah namazı kılarken, o sırada nüzul eden Hz. İsa'yı takdim edecek ve Hz. İsa ellerini onun omuzuna koyarak, "Namazın kaameti senin için getirildi, bu yüzden sen kıldır" diyecek ve nihayet Hz. Mehdi, Hz. İsa ve müminlere imam olarak namazı kıldıracaktır.
(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 25)

HZ. MEHDİ İSLAM AHLAKINI İLMİ ÇALIŞMALARLA HAKİM EDECEKTİR

Hadislerde bildirildiği gibi Hz. Mehdi döneminde hiç kimsenin burnu kanamayacak, hiç kimse zarar görmeyecek, hatta uyuyan kişi dahi uyandırılmayacaktır. Bu da Hz. Mehdi'nin fikri bir mücadele yürüteceğini göstermektedir. Hz. Mehdi, fikren din ahlakına uygun olmayan akım ve sistemleri susturacak, yaptığı ilmi çalışmalarla İslam ahlakını hakim edecektir.
Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 42)
Mehdi... gayet sükünet içinde yürüyecektir. (Kıyamet Alametleri, sf. 173)
Mehdi, Peygamber (sav)'in yolunda gidecek, uyuyan kişiyi uyandırmayacak, kan da akıtmayacaktır. (Kıyamet Alametleri, sf. 163)

HZ. MEHDİ, GERÇEK İSLAM AHLAKINI ORTAYA ÇIKARACAKTIR

Hadislerde bildirildiğine göre Hz. Mehdi ortaya çıktığında, İslam dinine sonradan dahil edilmiş tüm batıl inanış ve uygulamaları ortadan kaldıracaktır. "... insanlar arasında Peygamberin (sav) sünneti seniyyesiyle muamele edecek" rivayetinde bildirildiği gibi, Peygamber Efendimiz (sav)'in yoluna uyacak ve tıpkı onun dönemindeki gibi din ahlakının hak haliyle yaşanmasına vesile olacaktır.
... Dini Peygamber (sav)'in zamanında olduğu gibi aynen uygulayacak. Yeryüzünde mezhepleri kaldıracak. Halis hakiki dinden başka hiçbir mezhep kalmayacak. (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, sf.186-187)
Hz. Mehdi hiçbir bidatı bırakmaycak.(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 43)
Mehdi kaldırmadık bidat bırakmayacaktır. Ahir zamanda aynı Peygamber (sav) gibi dinin icablarını yerine getirecektir.” (Kıyamet Alametleri, sf. 163)
Hz. Peygamber (sav) en başta İslam'ı nasıl ayakta tuttuysa, Hz .Mehdi de en sonunda aynı şekilde İslam'ı ayakta tutacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 27)
Bidat: Dinin aslında olmadığı halde, dine dahil edilen adetler.

HZ. MEHDİ'NİN, İSTANBUL'U MANEN FETHETMESİ

Allah Konstantiniyye'yi (İstanbul'u) çok sevdiği dostlarının eliyle fethedecek... Onlardan hastalığı ve üzüntüyü kaldıracak. (Kıyamet Alametleri, sf. 181)
Beldeler onun emrine girer. Allahu Teala onun elinde Konstantiniyye’nin fethini müyesser kılar.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 56)
…Muhtelif ülkelerden birçok alim, birbirlerinden habersiz şekilde Mehdi’yi aramak üzere yollara çıkacak ve her birisine 310 kadar insan refakat edecek. Sonunda hepsi de Mekke’de buluşurlar ve birbirlerine, buraya ne için geldiklerini sorduklarında hepsi de: “Bu fitneyi önleyecek ve Konstantiniyye’yi fethedecek olan Mehdi’yi arıyoruz, çünkü biz onun babasının, anasının ve ordusunun isimlerini öğrendik. Şeklinde cevap verdiler. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 40)
Mehdi, Konstantiniyye ve Deylem Dağını fethedecektir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 27)
Dünyadan hiçbir zaman kalmayıp ancak tek bir gün kalsa bile o günde benim soyumdan bir zatın Deylem Dağına (yahut eyaletine) ve Konstantiniyye şehrine sahip olması için Allah muhakkak o günü uzatacaktır.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 74)

HZ. MEHDİ HALİFENİN OLMADIĞI BİR DÖNEMDE ÇIKAR

Dünyada ismi geçecek bir halife kalmayıncaya kadar çıkmayacaktır.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 54)
Onun çıkacağı yıl insanlar hacca başlarında bir emir bulunmadan gidecekler.(Kıyamet Alametleri, sf. 168)
İnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın hac ederler... (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 35)

HZ. MEHDİ'NİN BAYRAĞI

Hz. Mehdi'nin bayrağı, Peygamberimiz (sav)'in sancağıdır:
Peygamber (sav)'in softan bayrağı ile çıkacaktır. O bayrak dört köşeli olup dikişsizdir ve rengi siyahtır. Onda bir hicr (hale) bulunur. O Resullah (sav)'in vefatından beri açılmamış olup Mehdi çıkınca açılacaktır.(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, Sf. 22)
Hz. Mehdi'nin bayrağının özellikleri diğer hadislerde şu şekilde ifade edilmiştir:
Şu muhakkak ki ahir zamanda mağrib memleketinin en uzak mevkiinden Mehdi denilen bir zat çıkacak. Ve ön tarafinda kırk mil mesafe olarak yardım yürüyecek. Mehdi'nin bayrakları beyaz ve sarıdır. İçinde çizgiler bulunur. Bayraklarında Allah'ın İsm-i Azamı yazılmıştır. Onun bayrağı altındaki hiçbir birliği mağlup edilmez… (İmam Şarani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri Muhtasaru, (Tezkireti'l-Kurtubi), sf. 438)
Hz. Mehdi'nin bayrağında "Biat Allah içindir" yazılıdır. 
(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 65)
Hadislerde Hz. Mehdi'nin bayrağıyla birlikte fethedeceği şehre de dikkat çekilmiştir. Bayrağını, Konstantiniyye yani İstanbul'a dikeceği haber verilmiştir:
Mehdi Konstantiniyye’nin fethi sırasında sabah namazı için abdest alırken bir bayrak dikecek, deniz ikiye ayrılarak su kendiliğinden uzaklaşacak ve açılan yolu takib eden Hz. Mehdi karşı kıyıya geçecektir. (Kıyamet Alametleri, sf. 181)
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 57)

HZ. MEHDİ'NİN AMELİNDE AYIP VE ZULÜM OLMAMASI

Ben Mehdi'yi, peygamberlerin sayfalarında (kitaplarında) şöyle bulurum: Mehdi'nin amelinde ne zulüm ne de ayıp vardır.(Nuaym b. Hammad, vr. 50b; Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 21)

HZ. MEHDİ'NİN ZÜLKARNEYN VE HZ. SÜLEYMAN GİBİ TÜM DÜNYAYA HAKİM OLMASI

Kuran'da Zülkarneyn ve Hz. Süleyman'ın İslam ahlakını tüm dünyaya hakim ettikleri bildirilmiştir. Hadislerde de, Hz. Mehdi'nin tıpkı Zülkarneyn ve Hz. Süleyman gibi İslam ahlakını bütün yeryüzüne hakim edeceği haber verilmiştir:
Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 30)
Yeryüzüne dört kişi malik olmuştur. İkisi mümin, ikisi kafirdir. Müminler, Zülkarneyn ve Hz. Süleyman, kafirler ise Nemrud ve Buhtunnasır'dır. Beşinci olarak Ehl-i Beytimden birisi (Hz. Mehdi) gelecek ve o da dünyaya malik olacaktır.(Kitab'ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, sf. 10)

HZ. MEHDİ'NİN ÖZELLİKLERİNİN PEYGAMBERLERE
İNDİRİLEN KİTAPLARDA BİLDİRİLMESİ

Rivayetlerde, Hz. Mehdi'nin özelliklerinin ve çıkış alametlerinin peygamberlere indirilen kitaplarda bulunduğu bildirilmektedir. Bu da, İncil, Tevrat ve Zebur'da Hz. Mehdi'ye dair bilgilerin yer aldığı anlamına gelmektedir.
Peygamberlere dair olan kitaplarda "Mehdi'nin işi zulüm ve kötülük değildir" şeklinde işaret edilmiştir.
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 47)
Ben Mehdi'yi, peygamberlerin sayfalarında (kitaplarında) şöyle bulurum: Mehdi'nin amelinde ne zulüm ne de ayıp vardır.  (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 21)
Konuyla ilgili işari manada bir ayette şu şekilde buyrulmuştur:
Andolsun, Biz zikirden (Tevrat'tan) sonra Zebur'da da: "ŞÜPHESİZ ARZ'A SALİH KULLARIM VARİSÇİ OLACAKTIR." diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105)
İslam alimleri bu ayeti şu şekilde tefsir etmişlerdir:
İmam Bakır ve Sadık'tan rivayet edilmektedir: "Buradaki (ayette bildirilen) "SALİH KULLAR", MEHDİ VE ARKADAŞLARIDIR." (Hüseyin es-Şirazi, sf. 113)
Eski ve Yeni Ahit'te konuyla ilgili yer alan bazı açıklamalar ise şu şekildedir:
Yesse'nin gövdesinden bir filiz çıkacak ve onun köklerinden bir fidan doğacak. Rabbin ruhu, hikmet ve sağduyu ruhu, öğüt ve yüreklilik ruhu, bilgi ve Rab korkusu ruhu onun üzerinde duracak. O, Rab korkusundan zevk alacak; o gözlerinin gördüğüne göre yargılamayacak; kulaklarının işittiğine göre karar vermeyecek. Zayıfları adaletle yargılayacak; yeryüzünün yoksullarına haklarını verecek. Bir değnekle vurur gibi yeryüzüne sözüyle vuracak ve dudaklarının soluğuyla kötüyü yok edecek. Adalet onun belinin kuşağı, gerçek kalçalarının kuşağı olacak. Kurt kuzuyla birlikte oturacak; kaplan oğlakla beraber yatacak; buzağı, aslan ve besili sığır birarada yaşayacak ve onları küçük bir çocuk güdecek. İnek ayı ile birlikte otlayacak; yavruları birarada oturacaklar ve aslan sığır gibi saman yiyecek. Emzikteki çocuk, kobra yılanının yuvası yanında oynayacak ve sütten yeni kesilmiş çocuk, kara yılanın deliğine elini uzatacak. Benim kutsal dağım üzerinde hiç kötülük yapılmayacak; artık hiçbir zarar verilmeyecek; çünkü denizin dibi nasıl onu örten sularla dolu ise yeryüzü de Rab bilgisi ile öyle dolu olacak. (İşaya 11, 1-9)
Davut soyundan biri sadakatle krallık yapacak. Yargılarken adaleti arayacak, Doğru olanı yapmakta tez davranacak. (İşaya 16, 5)
Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyunca korkmayın. Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer depremler, kıtlıklar olacak. Bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. (Markos 13, 5-8)

MELEKLERİN HZ. MEHDİ'YE YARDIMCI OLMALARI

Onun kumandanları insanların en hayırlılarıdır. Onun yardımcıları Yemen ve Şam ehlinden olacaktır. Önlerinde Cebrail, arkalarında Mikail bulunacaktır. Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç kadın, yanlarında hiç erkek olmaksızın rahatlıkla hacca gideceklerdir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 47)
Allah onu 3 bin melekle destekleyecektir.(El Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, Ahmed İbn-i Hacer-i Mekki, sf.41)
Hadis-i şerifte, Hz. Mehdi'nin yardımcıları arasında Cebrail ve Mikail Aleyhisselam'ın oldukları haber verilmektedir. Hz. Mehdi'ye, Allah'ın izniyle, melekler yardımcı olacaktır.
Meleklerin salih müminlere yardımcı olmaları Kuran'ın çeşitli ayetlerinde haber verilen bir durumdur. Rabbimiz, Peygamber Efendimiz (sav) ve sahabeyi de meleklerle desteklemiştir. Konuyla ilgili bazı ayetler şu şekildedir:
Rabbin meleklere vahyetmişti ki: "Şüphesiz Ben sizinleyim, iman edenlere sağlamlık katın..." (Enfal Suresi, 12)
Sen müminlere: "Rabbiniz'in size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım-iletmesi size yetmez mi?" diyordun. (Al-i İmran Suresi, 124)

BAZI İNSANLARIN HZ. MEHDİ'YE ORTAM HAZIRLAMALARI

Doğu tarafından birtakım insanlar çıkıp, Hz. Mehdi'nin saltanatını hazırlayacaklardır.
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 21)
Şarktan bir cemaat çıkar ve Hz. Mehdi'nin saltanatına yardım eder. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, Sf. 60)
... Bilahare Kudüs'e inecekler ve Hz. Mehdi için saltanat hazırlayacaklardır.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 47)

ASHAB-I KEHF, HZ. MEHDİ'NİN YARDIMCISI OLACAKTIR

Ashab-ı Kehf, Mehdi'nin yardımcıları olacaktır.(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, sf. 59)

HZ. MEHDİ'NİN, İŞLERİ ÇOK HIZLI HALLETMESİ

Bu durum 7 yıl devam edecektir. Ancak onun her senesi, sizin 20 senenize bedel olacaktır.
(El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 44)
Hadiste, Hz. Mehdi'nin bir yılının insanların 20 yılına bedel olduğu haber verilmektedir. Hz. Mehdi insanların uzun yıllardır yapamadıkları işleri çok kısa sürede halledecektir. Her konuya çok hızlı, akılcı, hikmetli ve kalıcı çözümü bulacak ve uygulayacaktır.

HZ. MEHDİ'NİN BİTKİLERİ VE HAYVANLARI SEVMESİ

Hz. Mehdi, kuru bir ağacı diktiğinde de ağaç hemen yeşillenip yapraklanacaktır.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 43)
Mehdi bir yere kuru bir dalı diker ve dal yapraklanıp yeşillenir.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 67)
Bu hadis-i şeriflerde, Hz. Mehdi'nin bitkileri seveceği ve onlarla bizzat ilgileneceğine işaret edilmektedir. (Allahualem) Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle bildirilmektedir:
Hz. Mehdi uçan bir kuşa işaret ettiğinde, kuş hemen bu emirle yere düşecek. Kuru bir ağacı diktiğinde de ağaç hemen yeşillenip yapraklanacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 43)
Bu hadisle de Hz. Mehdi'nin hayvanlarla ilgileneceği, hayvanların da kendisini seveceğine işaret ediliyor olabilir. (Allahualem) Nitekim bir diğer hadiste, "yer ve gök ehlinin Hz. Mehdi'yi sevdiği", "kuşların ve denizlerdeki balıkların dahi ondan razı oldukları" bildirilmektedir:
Onun hilafetinden yer ve gök ehli, bütün yabani hayvanlar, kuşlar, hatta denizdeki balıklar bile razı olacaktır.(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 31)

HADİSLERDE 1997 VE 1999 YILINA OLAN İŞARETLER

Hz. Mehdi'nin ortaya çıkış alametlerinin haber verildiği hadislerden birinde de, 1997 ve 1999 yıllarına dikkat çekilmektedir:
İnsanlar 95. seneye kadar malik olacaklar, yani işler iyi gidecek. 97. ve 99. senede mülkleri zail olacak....
(El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 54)
Hadisteki "95. sene" şeklindeki ifade ile 1995 yılına dikkat çekiliyor olması muhtemeldir. 1995 yılına kadar insanların nispeten daha müreffeh bir yaşam sürmüşler, yaşam koşullarının o kadar zorlaşmamıştır. Bundan sonra ise çeşitli zorluklar başgöstermeye başlamıştır. 1997 yılında çeşitli siyasi sıkıntılar yaşanmıştır. 1999 yılında ise Marmara bölgesinde ve Türkiye çapında meydana gelen depremlerde son yılların en büyük can ve mal kaybı olmuştur.

 HİKMETİ VE ANLAYIŞ GÜCÜ

Hadislerde Hz. Mehdi'nin Allah'ın kendisine verdiği özel bir güce sahip olduğu bildirilmektedir:
O, kimsenin bilemediği gizli bir gücün sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)
Muhyiddin Arabi Hz. Mehdi'nin bazı özelliklerini saymaktadır. Aşağıdaki izahında Hz. Mehdi'nin dikkat çeken başlıca 9 özelliğine yer vermektedir:
1. Basiret sahibi olması
2. Kutsal kitabı anlaması
3. Ayetlerin manasını bilmesi
4. Tayin edeceği kimselerin hal ve hareketlerini bilmesi
5. Öfkelendiğinde bile merhamet ve adaletten ayrılmaması
6. Varlıkların sınıflarını bilmesi
7. İşlerin girift taraflarını bilmesi
Çünkü bunlardan haberi olan bir lider vereceği hükümlerde yanılmaz. Mehdi kıyas ilmini onunla hükmetmek için değil, ondan kaçınmak için bilir. Çünkü verdiği hüküm doğru bir ilham neticesi olacak. Yani Hz. Muhammed (sav)'in getirdiği şeriat üzere hükmedecek. Bu sebepledir ki Peygamberimiz (sav) onu vasfederken "Benim izimi takip edecek, hataya düşmeyecek" demiştir. Bundan anlıyoruz ki, Mehdi, şeriat sahibi değil, şeriata uyandır
8. İnsanların ihtiyacını iyi anlaması
Çünkü onların her türlü işlerini görmek için Allah onu diğer insanlar üzerine seçmiştir. Liderlerin davranış ve faaliyetleri kendilerinden ziyade halkın menfaatine olmalıdır... Halkın yararına aykırı şeylerle uğraşıp, onların işlerini görmeyen bir lider azledilmelidir. Çünkü onunla diğer insanlar arasında fark kalmamıştır.
9. Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaibi ilimlere vukufu bulunması. Çünkü ancak o sayede yeni yeni zuhur edilecek meseleleri halledebilir.(Kıyamet Alametleri, sf. 189)

ZAMANIN EN HAYIRLISI OLMASI

Muhammed ümmetinin en hayırlısı ve sizin zorlukları gideren veliniz olan kimseye katılın.. O Mehdi'dir."
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 57)
Devrinde yeryüzünün en hayırlısı kendisi olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 27)
Mehdi (zamanındaki) insanların en hayırlısıdır.(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 58)

HZ. MEHDİ'NİN KUTSAL EMANETLERLE ÇIKMASI

Mehdi, Peygamberimiz (sav)'in sancağı, gömleği, kılıcı, işaretleri, nuru ve güzel ifadesiyle yatsı vaktinde çıkar. (Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi, “Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi")
Beytül Mukaddes'in hazinelerini, Tabut-u Sekine'yi, Beni İsrail sofrası ile levhaların madenlerini, Hz. Adem'in cübbesini, Hz. Süleyman'ın minberinin asasını ve Allah'ın Beni İsrail'e gönderdiği süt kadar beyaz olan eldivenleri çıkaracaktır.(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 33)

HZ. MEHDİ'NİN GÖZLERDEN UZAK OLMASI

...Geceleri ibadetle meşgul olup, gündüzleri gizli olacak...
(Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)

HZ. MEHDİ'NİN SIKINTI VE ZORLUKLARLA KARŞILAŞMASI

İnkar içinde olan toplumları uyarmak ve onları doğru yola davet etmek için gönderilen tüm elçiler, gönderildikleri kavimler tarafından yalanlanmış ve onların çeşitli itham ve iftiralarına maruz kalmışlardır. Ehl-i Beyt'ten gelecek olan Hz. Mehdi'nin de bu gibi eziyet ve sıkıntılarla karşılaşacağı hadislerde haber verilmiştir. (En doğrusunu Allah bilir)
Mehdi, bizden, Ehl-i Beyttendir... Biz öyle bir ev halkıyız ki Allah bizim için ahireti dünyaya tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beytim muhakkak benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne uğrayacaktır. Benden sonra Ehl-i Beytim bela ve mihnetlerle karşılaşacaklar ve tarda maruz kalacaklardır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 14)
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in aşağıdaki hadisi de böyle bir durumu, "Hz. Mehdi'nin biat sırasında, kendisinin birçok kahr ve haksızlığa uğradığını insanlara açıklayacağını" haber vermektedir:
... Mehdi, Resulullah'ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar. İki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce şöyle der: "Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed ve bilhassa onun Ehl-i Beyti çok belalar gördü ve bizler kahr ve haksızlığa maruz kaldık."
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 55)
Aşağıdaki hadis-i şerifte de İstanbul'u fethedecek olan Hz. Mehdi ve yardımcılarına, fetihten önceki devrede çeşitli sıkıntıların isabet edeceği ve daha sonra bu sıkıntıların kaldırılacağı bildirilmektedir.
Allah Konstantiniyye'yi (İstanbul'u) çok sevdiği dostlarının ehline fethedecek... Onlardan hastalığı ve üzüntüyü kaldıracak.(Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 181)
Allah, Kuran'da birçok peygamberin kavimleri tarafından yalanlandıklarını, delilik ve büyücülük iftiralarına maruz kaldıklarını ve daha pek çok saldırı ve eziyetle karşılaştıklarını bildirmiştir. Elçiler tüm bu saldırılar karşısında sabretmiş, onlara en güzel şekilde cevap vermişlerdir.
Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı... (Enam Suresi, 34)

... Ve elbette bize yaptığınız işkencelere karşı sabredeceğiz... (İbrahim Suresi, 12)
Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir."
(Duhan Suresi, 14)
İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: "Büyücü ve cinlenmiş" demişlerdir. (Zariyat Suresi, 52)
Fakat o, 'bütün kişisel ve askeri gücüyle' yüz çevirdi ve: "(Bu,) Ya bir büyücü veya bir delidir" dedi. (Zariyat Suresi, 39)
(Firavun) dedi ki: "Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım." (Şuara Suresi, 29)
Ey iman edenler, Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın... (Ahzab Suresi, 69)
Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın." (Saffat Suresi, 97)
Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü) ağır bastı. (Yusuf Suresi, 35)
... O inkar edenler, zikri (Kur'an'ı) işittikleri zaman, seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi. "O, gerçekten bir delidir" diyorlar. (Kalem Suresi, 50-51)

HZ. MEHDİ TABUT-U SEKİNE'Yİ ÇIKARACAKTIR

Antakya denilen bir yerden Tabut’u (kutsal emanetler sandığını) ortaya çıkaracaktır.
(Suyuti, el- Havi li’l Feteva, II. 82)
O, Tabut-u Sekine’yi Antakya mağarasından çıkarır. (Nuaym bin Hammad, Kitab-ül Fiten)
Hz. Mehdi, Tabut-u Sekine’yi Antakya mağarasından çıkaracaktır. 
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 54)

İNSANLARIN BEREKETİNE VESİLE OLMASI

... oraya (Hz. Mehdi’nin yanına) giden herkes ondan bereket kazanacaktır.
(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 26)

CİFR (EBCED) İLMİNİ BİLMESİ

Hz. Mehdi'nin vehbi ilme ait bir başka özelliği de ebced hesabını ve ona ait sırları bilmesidir. Taşköprülüzade Ahmet Efendi "Mevzuatu'l-Ulum" isimli eserinde (c.11/ sf. 246) Mehdi'nin cifr ilmine vakıf olacağını kaydetmiştir:
Bazıları dediler ki, bu kitabı kemal-i vukuf ahir zamanda hurucu muntazar Hz. Mehdi'nin hurucuna mevkuftur ki, onlar cifr ilmine vakıf ve sırlarına arif olurlar. Kitab-ı enbiyayı salifeden dahi bu ilim varid olmuştur.
(Mehdilik ve İmamiye, İbrahim Süleymanoğlu sf.252)

MEHDİ'NİN GÖZETLENMESİ - TAKİP EDİLMESİ

Deccal çıkınca, ona karşı müminlerden bir adam (Mehdi) yönelir. Derken o mümin kimseye birçok silahlılar, Deccal'ınmerkezlerde gözetleme yapan silahlıları karşı çıkarlar. (Mehdilik ve İmamiye, sf.37, Sahih-i Müslim, c. 11/sf. 393'den nakil)
Hadisin başlangıcında Hz. Mehdi'nin Deccal'in silahlı adamları tarafından gözetlendiği ve takip edildiği bildirilmektedir. Önceki devirlerde de Allah yolunda mücadelede bulunmuş bazı peygamberlerin de benzer şekilde gözetlendiğini böylece kontrol altında tutulmak istendiğini Kuran'dan öğrenmekteyiz:
"O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin." (Müminun Suresi, 25)

MEHDİ HAKKINDA OLUMSUZ PROPAGANDA YAPILMASI

Hadiste Hz. Mehdi'nin "sırtı ve karnından dövüle dövüle genişletilmesi" müteşabih olarak (benzetme yapılarak) söylenmiştir. Mehdilik ve İmamiye kitabının yazarı bu bölüm için "Mehdi'nin ünü, durmadan etrafa ilan edilip yayılmaktadır" demektedir. Fakat bunu Deccal taraftarları yapacağı için bu propagandanın Hz. Mehdi'yi kötüleme şeklinde olacağını söyleyebiliriz.
Peygamberimiz (sav) devrinde İslam düşmanları, onu kötülemek için o devrin yayın organı sayılan şairleri kullanıyorlardı. Şairler, panayırlarda, çarşılarda Peygamber (sav)'e cahilce çeşitli hakaretler ediyor, ona deli, büyücü, kahin şeklinde iftiralar atıyorlardı. Ahir zamanda da İslam düşmanı olan Deccal yanlıları Hz. Mehdi'yi kötüleyecekler, kendilerince halkın nazarında itibarını sarsmaya çalışacaklardır.
Hadislerde Hz. Mehdi'nin başlangıç yıllarının sıkıntı ve zorluklarla dolu mücadele yılları olduğu anlatılmaktadır. "Altınçağ" ise Hz. Mehdi'nin yeryüzünde bulunduğu son dönemlere aittir. Hz. Mehdi ve Müslümanlar ancak bu devirde rahata, bolluğa, huzura kavuşacaklar ve sevgiye, barışa, kardeşliğe dayalı bir hayatı bu devirde yaşayacaklardır.

AZ KARDEŞİ OLACAĞI

“Kardeşi az olandır...” (Risalet ül Mehdi s.161)

İKİ DEFA KAYBOLACAK

“Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali aleyhi’s-selâm’dan şöyle buyurduğu rivayet edilir: Bu işi yapacak olanın (yani Mehdi’nin) iki gaybeti vardır. Bu iki gaybetin biri o kadar uzayacak ki, bazıları: “O öldü”, bazıları da: “O gitti” diyeceklerdir. Ne onu sevenler, ne de başkaları onun yerini bilemeyecekler, sadece ona çok yakın hizmetçisi onun yerini bilir. (“el-Saa Fi Eşrat-is Saa” sf.93 Mısır bas.)

HELALLERİ VE HARAMLARI BİLİR

Hz.Hüseyin (r.a.) soruldu: “İmam Mehdi hangi alametlerle bilinir?” Şöyle cevap verdi : “Gönül rahatlığı ve vekar sahibi oluşu ile,helal ve haramı çok iyi bilmesi ile tanınır.
(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi “Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

Hz. Medinin Özellikleri-2

AHLAKININ PEYGAMBERİMİZ (SAV)'E BENZEMESİ

Mehdi Allah'a karşı son derece boyun eğicidir. Ahlak bakımından Peygamber (sav)'e benzer. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf.163)
Ahlakı benim ahlakım olan bir evladım çıkacak.(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 21)
Peygamberimiz (sav)'in üstün ahlakı Kuran'da şöyle haber verilmiştir:
Şüphesiz sen üstün ve pek yüce bir ahlak üzerindesin. (Kalem Suresi, 4)

AHLAKININ İNANANLARA ÖRNEK OLMASI

İlahi feyz ona ulaşır. Dini ilimleri ve örnek ahlakı telakki eder. (Allah'tan alır.) (Konavi Risalet-ül Mehdi, sf. 161 B)
Kuran'da Peygamber Efendimiz (sav)'in de samimi olarak iman edenler için en güzel örnek olduğu bildirilmiştir:
Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21)

MÜCADELECİ VE CESUR OLMASI

Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçirmeyeceği Ehl-i Beytime (soyuma) mensup birisi sahip olmadan günler ve geceler bitmeyecektir. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 13)
Mehdi işi sıkı tutacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 175)
İnsanlar hakka dönünceye kadar (fikri) mücadelesine devam edecektir.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 23)
Mehdi hesabını çok seri bir şekilde görecek ve vaadinden dönmeyecektir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 24)
Karşısına dağlar bile dikilse onları ezip geçecek, o dağlarda kendisine yol bulacaktır.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 39)
Allah Kuran'da pek çok ayette elçilerinin güzel ahlakı ve cesur karakterlerinden bahsetmektedir. Elçiler kavimlerinin tüm inkarlarına, alaylarına, tuzaklarına ve saldırılarına en güzel şekilde karşılık vermişler ve her zaman Allah'ın yardımıyla galip gelmişlerdir.
Öyleyse sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme. (Hicr Suresi, 94)

Öyleyse kafirlere itaat etme ve onlara (Kur'an'la) büyük bir cehd et. (Furkan Suresi, 52)
Kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve elçisinin çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir ecir vardır. (Ali İmran Suresi, 172)

HZ. MEHDİ'NİN ALLAH'TAN ÇOK KORKMASI

Mehdi, gerges kuşunun kanadı ile titremesi gibi Allah’tan çok korkan bir kimsedir. (Nuaym b. Hammad, vr 91a)
Allah’a karşı son derece boyun eğicidir.(Kıyamet Alametleri, sf.163)

HZ. MEHDİ'NİN ÇOK MERHAMETLİ OLMASI

Hz. Mehdi, o kadar merhametli olacaktır ki, zamanında bir kimsenin bile burnu kanamayacaktır.
(El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 42)
... Yoksullara karşı çok merhametli olması, Mehdi’nin alametlerindendir.
(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")
... Mazlumlara karşı da çok merhametli olmasıdır.
(Nuaym b. Hammad, vr. 50b; Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)
Büyük İslam alimi Muhyiddin Arabi ise Hz. Mehdi'nin özelliklerini sıralarken, onun üstün merhamet anlayışından şöyle bahsetmektedir:
1. Basiret sahibi olması
2. İlahi kitabı anlaması
3. İlahi Kelam'ın manasını bilmesi
4. Tayin edeceği kimselerin hal ve hareketlerini bilmesi
5. Öfkelendiğinde bile merhamet ve adaletten ayrılmaması
6. Varlıkların sınıflarını bilmesi
7. İşlerin girift taraflarını bilmesi
8. İnsanların ihtiyacını iyi anlaması
9. Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaybi ilimlere vukufu bulunması. Çünkü ancak o sayede yeni yeni zuhur edilecek meseleleri halledebilir. (Kıyamet Alametleri, sf. 189)

İSLAM'I KORUMA HİSSİNİN GÜÇLÜ OLMASI

Hz. Mehdi'nin hamiyet duygularının çok güçlü olacağı hadislerde bildirilmiştir. İslam aleyhinde yapılacak her türlü sözü tam olarak cevaplandıracak, her türlü hareketi tamamen etkisiz hale getirecektir.
İslam'ın aleyhine söylenecek bir söz bile ona ağır gelir.(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf.30)

KİMSEYE TENEZZÜL ETMEMESİ

O, benim ümmetimden, tenezzül etmeyen (Allah'tan başka hiçbir varlığa minnet duymayan) bir adamdır. (Suyuti, el-havi, 2/24)

İHTİYAÇLARINI İNSANLARA BİLDİRMEZ

Hz.Hüseyin (ra) soruldu: “İmam Mehdi hangi alametlerle bilinir?” Şöyle cevap verdi : “... İnsanlar ona muhtaç olurlar. O, ise insanlara ihtiyacını bildirmez.
(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi “Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

SORUMLULUĞU ÜSTÜNE ALMASI

Her görevi üzerine alır ve zayıfa, düşküne yardım eder. (M. Muhyiddin Arabi "Futuhat-El Mekkiye", 366. bab, c. 3, sf. 327- 328)

VAKARLI (HALİM ve HEYBETLİ) OLMASI

Hz. Hüseyin (r.a.) soruldu: “İmam Mehdi hangi alametlerle bilinir?” Şöyle cevap verdi: “Gönül rahatlığı ve vakar (ağırbaşlı ve heybetli) sahibi oluşu ile, helal ve haramı çok iyi bilmesi ile tanınır.
(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi “Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

ZALİME KARŞI HAKKI MÜDAFAA ETMESİ

Mehdi zalime karşı hakkı müdafaa edecektir. Hatta (zalim) bir insanın azı dişinde olan (haksız bir lokmayı) bile ondan çekip alacak ve sahibine iade edecektir. (En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal )

İNSANLARA İHSANDA BULUNMASI

Zamanın inkitaa uğradığı (sistemlerin değiştiği) bir dönemde, Mehdi denen bir adam gelecek ve ihsanı bol ve güzel olacak.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 14)
O, fitnelerin zuhur ettiği bir zaman aralığında gelecek ve ihsanı karşılıksız olacaktır.
(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf.24)

CÖMERT OLMASI

Ahir zamanda bir halife olacak, malı sayıp hesap etmeden taksim edecektir. 
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 15)
Emirlerinizden bir emir olacak ki, malı saymayacaktır. Birisi ondan mal istediğinde, "Al" der. O da elbisesini yayar ve o da doldurur.(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 15)

HZ. MEHDİ DÖNEMİ ve ALTINÇAĞ

Peygamberimiz (sav)'den aktarılan pek çok hadiste, yeryüzünde İslam ahlakının hakim olacağı bir dönemin yaşanacağına işaret edilmektedir. "Altınçağ" ismiyle bilinen bu dönem, hadislerden de anlaşılacağı üzere "Asr-ı Saadet" benzeri bir devir olacaktır.
İnsanlar Altınçağ'da hayatlarından o kadar memnun olacaklardır ki; bir hadisin ifadesine göre "zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmayacaklar, bu güzelliklerden daha fazla yararlanmak için Allah'tan ömürlerinin uzatılmasını" isteyeceklerdir. Peygamberimiz (sav)'in bir diğer sözünde Altınçağ'daki bu ortam şu şekilde tarif edilir:
… Küçükler keşke ben büyük olsaydım, büyükler de keşke ben küçük olsaydım diye temenni ederler... İyi insanların iyiliği artar, kötülere karşı bile iyilik yapılır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 17)

HZ. MEHDİ DÖNEMİNDE GÖRÜLMEMİŞ BOLLUK OLMASI

Ümmetimde Mehdi vardır. İnsanlar ona gelecek ve, "Ey Mehdi! Bana da ver, bana da ver!" diyecek; Mehdi de onun esvabını taşıyabildiği kadar dolduracaktır.
(Tırmizi, Fiten, B. 53, H 2223; İbn Mace, Fiten, B 34, H 4083)
Ümmetim içinde Mehdi olacaktır. Benim ümmetim o devirde öyle bir refah bulacak ki, o güne dek onun mislini kesinlikle bulmamıştır. Yer, yemişini (gıda ürünlerini) verecek ve insanlardan hiçbir sey saklamayacak (vermemezlik etmeyecek)tir. Mal da o gün çok birikmiş olacaktır. (Sünen-i İbn Mace, 10/347)
O zaman ümmetim, iyisi de kötüsü de hepsi de mislini görmedikleri nimetlerle nimetlenir. 
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 16)
Onun zamanında, insan birkaç avuç tohum atacak, 700 avuç hasat edecektir.(Kıyamet Alametleri, sf. 164)
Ve ümmeti Muhammed'in kalplerini zenginlikle doldurur ve adaleti onlara ihata eder. O kadar ki bir münadiye, "Kimin ihtiyacı varsa bana gelsin" diye nida etmesi emrolunduğunda, bir kişiden başka kimse gelmez. O kimse istekte bulunur. O da "Hazinedara git sana versin" der. O da "Mehdi'nin gönderdiğini" söyleyerek, hazinedardan gücü yettiğince mal alır. Fakat sonra pişman olarak "Ben herkesten daha mı muhtacım ki, kimse gitmedi, ben gittim" diyerek aldığı malı iade etmek ister. O zaman hazinedar şöyle der, "Biz verdiğimizi geri almayız."
(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 13)
Onun devrinde, akan ırmaklar bile suyunu fazlalaştıracaktır. Hz. Mehdi hazineleri çıkaracak...
(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf.36)
Muhakkak o zamanda mal çoğalıp su gibi akacak da onu hiçbir kimse (tenezzül edip) kabul etmeyecektir.
(Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 464)
... Yer, içindeki ciğerpareleri olan altın, gümüşü dışarı fırlatıp atmış... (Kıyamet Alametleri, sf.197)

ZENGİNLİK OLMASI

Ümmetim arasında Mehdi çıkacak. Allah onu insanları zengin kılmak için gönderecektir. Ümmet nimetlenecek, hayvanlar bol bol yiyip içecek, arz nebatını çıkaracak, mal "sahah" üzere (seviye üzere) verilecektir.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 15)
Allah onun eliyle fakirliği giderir ve Mehdi Şam'a iner. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 66)
Ve ümmeti Muhammed'in kalplerini zenginlikle doldurur ve adaleti onlara ihata eder.
(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 13)
Muhammed ümmetinin gönlü zenginlikle dolacaktır.(El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 20)

MALIN SAYILMADAN VERİLMESİ

Ahir zamanda bir halife olacak, malı sayıp hesap etmeden taksim edecektir. 
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 15)
Emirlerinizden bir emir olacak ki, malı saymayacaktır. Birisi ondan mal istediğinde, "Al" der O da elbisesini yayar ve o da doldurur. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 15)
Ümmetim arasında bir halife olacak, malı saymadan verecektir.(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 15)

YAĞMURUN BOL YAĞMASI

O yeryüzünü adaletle ve nesafetle doldurur. Arz nebaatını çıkarır, gök de yağmurunu yağdırır. Ümmetim daha önce görülmemiş biçimde nimetlendirilir.
(İbn Ebi Şeybe, c VII, sf. 512-513; Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, Sf. 35)
Onun devrinde, ümmetin gerek iyileri gerek kötüleri misli görülmemiş şekilde pek çok nimetlere sahip olacaklardır. Çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek, toprak tek bir tohum istemeden verimli ve bereketli olacaktır.
(El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 20-21)
(Mehdi’nin zamanında) gökyüzü yağmurundan hiçbir şeyi esirgemeyecek ve cömertçe bol yağdıracak. Yeryüzü bitkilerinden hiçbirini eksik bırakmayacak ve muhakkak onları kemaliyle bitirip ortaya çıkaracaktır...
(Saati, H 143, c. XXIV, sf. 50; Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 437)

YERYÜZÜNÜN ADALETLE DOLMASI

Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah benim Ehl-i Beytimden bir zatı gönderecek yeryüzü zulümle dolduğu gibi, o yeryüzünü adaletle dolduracak.(Sünen-i Ebu Davud, 5/92)
Mehdi bendendir, yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi onu doğruluk ve adaletle doldurur. (Süneni-i Ebu Davud, 5/93)
Bu (Emir) de insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi yeryüzünü adaletle dolduracaktır.
(Sünen-i İbn-i Mace, 10/348)
Zulüm ve fıskla dolu olan dünya, o (Hz. Mehdi) geldikten sonra adaletle dolup taşacaktır.
(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 20)
Hz. Mehdi’nin zamanında adalet o kadar bol olacak ki, zorla alınan her mal sahibine geri verildiği gibi, bir insanın başkasına ait olup da, dişinde kalmış birşey bile sahibine iade edilecektir.
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 23)

HUZUR VE GÜVENLİK OLMASI

Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç kadın, yanlarında hiç erkek olmaksızın, rahatlıkla, hacca gidecektir.(Nuaym b. Hammad, vr. 74b; Suyuti, c. II, sf. 77; El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 23)
Daha önce zulümle dolu olan dünyayı, adaletle doldurur. Adaleti o denli olur ki, uykuda olan bir kimse dahi uyandırılmaz ve bir damla kan bile akıtılmaz. Dünya, adeta Asr-ı Saadet devrine geri döner.
(Nuaym b. Hammad, K. Fiten vr. 77b; Suyuti, c. II, sf. 77; El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 29)
Rükun ile Makam arasında kendisine biat edilecektir. Hz. Mehdi o kadar merhametli olacaktır ki, zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır.
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 42)
Rükun ile Makam arasında kendisine biat edilecektir. Hz. Mehdi o kadar merhametli olacaktır ki, zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır.
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 42)

TÜM ÇATIŞMALARIN VE ANLAŞMAZLIKLARIN SONA ERMESİ

Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık kalmayacaktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir. 
(Sahih-i Müslim, 1/136)
Savaş (erbabı) da ağırlıklarını (silah ve malzemelerini) bırakacak. (Sünen-i İbn Mace, 10/334)
Harp (erbabi) ağırlıklarını (yani silah ve saireyi) bırakır.(Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, 496)
Düşmanlık ve kini de kaldıracaktır. Zehirli olan her hayvanın zehri de sökülüp alınacaktır. Hatta küçük oğlan çocuğu, elini yılanın ağzına sokacak da yılan ona zarar vermeyecektir. Kurt, koyun-keçi sürüsü içinde sürünün köpeği gibi olacaktır.
(Sünen-i İbni Mace, Kitabü-l fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab 33, sf. 331-335)
Onun zamanında kurtla koyun birarada oynayacak, yılanlar çocuklara zarar vermeyecektir. İnsan bir avuç tohum atacak, 700 avuç hasat edecektir. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 43)

SEVGİ VE KARDEŞLİĞİN HAKİM OLMASI

Allah bizimle insanları nasıl şirk adavetinden kurtararak, onların kalplerine ülfet ve muhabbet yerleştirmiş ve din kardeşi yapmışsa, Mehdi ile fitne adavetinden kurtaracak ve kardeş yapacaktır. 
(Taberani'den, Heysemi, c. VII, sf. 317; Nuaym b. Hammad, vr 52b; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 20)
Nasıl bizimle, onlar aralarındaki şirk ve adavetten kurtulmuş ve kalplerine ülfet ve muhabbet yerleştirmişse, (onun gelişiyle) yine öyle olacaktır.(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 20)
Benim evladımdan Muhammed b. Abdullah (Mehdi) ile Cenab-ı Hak sünnetleri ihya eder. Onun adalet ve bereketi ile müminlerin kalpleri ferahlar. Acem ve Arap milletleri arasında ülfet ve muhabbet yerleşir. 
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 66)

ÖMÜRLERİN UZAMASI

Onun zamanında... ömürler uzayacak ve emanet zayi olmayacaktır. Kötüler helak olacak, Peygamber Efendimiz (sav)'e buğzedecek kimse kalmayacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 43)
Ömürler uzayacak, emanetler yerine teslim edilecek. (İmam Suyuti, Kıyamet Alametleri, Ölüm ve Diriliş, sf. 1699, sf. 179)

ÖLÜLERİN DİRİLERE İMRENMESİ

Zamanı o kadar adil olacak ki, kabirdeki ölüler dirilere imrenecektir...
(El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 22)
Onlar her zalime ve cebbar oğlu cebbara galip gelir. Onun devrinde ölülerin dirilere imreneceği bir adalet görülür.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 68)
Hatta yaşayanlar (kendilerinde bulunan nimetleri görmeleri için) ölülerin de hayatta olmalarını temenni edeceklerdir.
(Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 437)
Bediüzzaman Said Nursi de, Hz. Mehdi'nin kendisinden sonraki dönemde gelip İslam ahlakını hakim kılacağını anlatırken, kabrinden bu güzel dönemi seyredip şükredeceğini ifade etmiştir:
Ta ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani Hz. Mehdi ve şakirtleri (talebeleri), Cenab-ı Hakk’ın izniyle gelir, o daireyi genişletir ve o tohumlar sünbüllenir. Bizler de KABRİMİZDE SEYREDİP Allah’a şükrederiz.
(Kastamonu Lahikası, Sf. 99)

HZ. MEHDİ’NİN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ

Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi'nin ahlakı ve mücadelesinin yanı sıra, fiziksel özelliklerini de çok detaylı olarak tarif etmiştir. Peygamberimiz (sav)'in Hz. Mehdi hakkındaki tasvirleri o kadar detaylı ve açıktır ki, Hz. Mehdi ortaya çıktığında kendisini görenler bu tasvirlerden hemen kendisini tanıyacaklardır.
Bir ayette, Kitap Ehli'nin Peygamber Efendimiz (sav)'i "çocuklarını tanır gibi" tanıyacakları bildirilmektedir:
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde gerçeği gizlerler. (Bakara Suresi, 146)
Bu ayet işari manada, Hz. Mehdi'nin tanınmasına da işaret etmektedir. Hz. Mehdi de ortaya çıktığında, Peygamberimiz (sav)'in tasvirleri ışığında, insanlar onu çocuklarını tanır gibi tanıyacaklardır. Ancak buna rağmen bazı insanlar, bu mübarek şahsı tanımamazlıktan gelecekler ve kendisini inkar edeceklerdir.

GÜZEL VE NURLUDUR

O (Mehdi) güzel bir delikanlıdır, güzel yüzlüdür. Yüzünün nuru başına ve saçlarının siyahına kadar yükselir.
(Mehdilik ve İmamiye, sf. 153 /İkdüd Dürer'den)
Yüzü parlayan yıldız gibi nurludur. 
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 33/Kitab-ül Burhan Fi Alamatil-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 22)
... Yüzü gökyüzünde parlayan yıldız gibidir. 
(Deylemi, c. IV, sf. 221, İbnu'l Cevzi, c. II, sf. 558; Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi “Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi”)
O (Mehdi), orta boylu ve güzel yüzlü bir gençtir... Yüzünün nuru, saçının, sakalının ve başının siyahlığı üzerine gün gibi parlar ve ona yücelik verir. 
(Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)
Mehdi benim çocuklarımdandır. Onun yüzü, parlak yıldız gibidir.
(Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)
Güzel yüzlüdür. Yüzünün nurları ona azamet verir. 
(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
... Yüzünde parlak yıldız gibi bir renk vardır... (Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar, sf. 12)
Allah, Hz. Yusuf'un güzelliğini şu şekilde haber vermektedir:
... (Yusuf'a da:) "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler... (Yusuf Suresi, 31)

SİYAH SAÇLIDIR

Yüzünün nuru başına ve saçlarının siyahına kadar yükselir. (Mehdilik ve İmamiye, sf. 153/İkdüd Dürer'den)
Siyah saçlıdır. Siyah sakallıdır.
(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
Yüzünün nuru, saçının, sakalının ve başının siyahlığı üzerine gün gibi parlar ve ona yücelik verir.
(Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)

YÜZÜNDE BEN OLMASI

Mehdi gür sakallı, ön dişleri parlak, yüzü benli, açık alınlıdır.
(Mer'iy b. Yusuf b. Ebu Bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
Yüzünde bir ben bulunacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf.41)

OMUZUNDA PEYGAMBER (SAV)'İN ALAMETİ VARDIR

Mehdi'nin omuzunda Peygamber Efendimiz (sav)'deki alamet bulunacaktır. 
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 41)
Omuzunda Peygamber (sav)'in alameti vardır. 
(Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 165; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 23)
Omuzunda Peygamber (sav)'in nişanı vardır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 163)
Hadis-i şeriflerden anlaşılacağı üzere Hz. Mehdi'nin iki omuzu arasında Hz. Muhammed (sav)'de olduğu gibi açık bir işaret olan "Peygamberimiz (sav)'in alameti" olacaktır. Peygamberimiz (sav)'in alameti, İslami kaynaklarda şu şekilde bildirilmektedir:
Ebu Saib b. Yezid'den rivayet edilmiştir: "Gözüm Peygamberimiz (sav)'in iki omuzu arasındaki mühüre ilişti."
(Sünen-i Tirmizi, 6/126)
RENGİ
Hz. Mehdi'nin rengi arabi… (İbn Hacer El Mekki; "El-Kavlü'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar", sf. 15-75)
Not: Arap ırkının ten rengi kırmızıyla karışık beyazdır.
Hz. Peygamber (sav)'in ten rengi de kırmızıya çalan beyaz renkti. Fakat, teninin görünen kısımları güneş, rüzgar gibi etkenlerle esmere çalıyordu. Rivayetlerden Hz. Mehdi'nin de Peygamber Efendimiz (sav)'le aynı renkte olacağı anlaşılmaktadır. Bir rivayette Resulullah (sav)'ın ten rengi şöyle tarif edilmektedir:
Enes b. Malik, Peygamber (sav)'in rengi hakkında şöyle dedi: Beyaz idi. Fakat beyazı esmere çalıyordu.
(İbni Kesir, Şemail'ür- Resul, sf. 28)
Esmerden maksat bembeyaz olmayıp az kırmızılığı ispat etmektir. Çünkü Resul-ü Ekrem Hazretleri'nin rengi, hamamdan henüz yeni çıkmış ve kendisine kızıllık gelmiş olan bir beyaz kimsenin o andaki rengi gibidir. Yani Resul-ü Ekrem Hazretleri'nin mübarek rengi, kırmızı ile karışık nurani beyaz idi. (İbni Kesir, Şemail'ür- Resul, sf. 28)

GENEL GÖRÜNÜMÜ

Hz. Mehdi'nin boyu, posu sanki Beni İsrail ricalindedir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 36-29)
Cismi, İsrail cismidir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 24)
Mehdi sanki Beni İsrail'den bir şahısdır. (Tavrı onlara benzer yani heybetli ve akıllı)
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 23-30)
O … heybetli bir şahısdır. (İkdüd dürer)
Hz. Mehdi'nin bedeni İsraili'dir. Hz. Mehdi, sanki Beni İsrail ricalindendir (önde gelenlerindendir).
(İbn Hacer El Mekki)
(Dış görünüşü) sanki İsrailoğullarından bir insana benzemektedir. 
(Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)
Sanki o, İsrailoğullarından bir insan gibidir.
(Nuaym b. Hammad, vr. 52a; Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

BOYU

Mehdi, orta boylu olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 41)
Mehdi’nin adı Muhammed b. Abdullah'tır. O, orta boylu...(Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar, sf. 11)
Peygamber Efendimiz (sav)'in de aynı boyda olduğunu rivayetlerden öğrenmekteyiz:
Enes B. Malik rivayetlerde buyurdu ki: Resulullah (sav) orta boylu idi. Bilindiği gibi hadiste geçen "Rab'a" kelimesi normal ve orta boylu demektir. Fakat normal boy için uzun olan şahsa göre bir sınır vardır. Çünkü boyun sahibi kendi karışı ile yedi karış kadar olan boya normal boy denilir. (Tirmizi, Şemail-i Şerif, sf. 15)

GENİŞ VÜCUTLU OLMASI

Hadislerde Hz. Mehdi'nin karnının, göğsünün, alnının, bacak aralıklarının, uyluklarının geniş olduğu bildirilmektedir. Alnının geniş olmasıyla orantılı olarak başı da büyük olacaktır. Tüm bu tasvirlerden, Hz. Mehdi'nin tüm vücudunun geniş olduğu anlaşılmaktadır.
İri gövdeli... (Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)
O, alnı açık… karnı büyük, iki uyluk arası açık…(Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar, sf. 13)
İki uyluk arası açık... (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
Hz. Mehdi, Hz. Hasan'ın soyundandır. Bacakları aralıklıdır. 
(Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, sf. 22)
... Onun... alnı geniştir. Yeryüzünü adaletle dolduracak ve malı bol bir şekilde dağıtacaktır. 
(Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, sf. 22)

ALNININ AÇIK VE GENİŞ OLMASI

Hz. Mehdi'nin alnının açık ve geniş olmasına orantılı olarak başının da büyük olacağı hadislerden anlaşılmaktadır.
Mehdi bendendir... Açık alınlıdır. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 21)
Mehdi bizdendir, alnı açık... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 21)
Alü Teala, benim neslimden, alnı açık, yeryüzünü adaletle doldurarak malı ve eşyayı insanlara bol bol ikram eden bir evladımı gönderecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 23)
O, açık alınlıdır. (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
Muhakkak ki Allah, benim neslim içinde alnı açık (olan) bir şahıs gönderecektir.
(Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar, sf. 11)

KARNININ GENİŞ OLMASI

O, alnı açık... karnı büyük, iki uyruk arası açık... (Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar, sf. 13)

UYLUKLARI UZUNDUR

Uylukları uzundur, rengi Arap rengidir. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 162-163)

YÜRÜYÜŞÜ

Bir özelliği de yürürken uyluklarının açık ve birbirinden uzak olmasıdır.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 32)

YAŞI

Hadislerde belirtilen Hz. Mehdi'nin gönderildiği yaşlardan kasıt, onun vazifeye başlayacağı, insanların kendisini tanıyacakları ve faaliyetini görüp izleyecekleri yaşlardır.
Yaşı 30 ile 40 arasında olduğu halde gönderilecektir... Mehdi benim evlatlarımdandır. 40 yaşlarındadır.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 41)
40 yaşındadır. Diğer bir rivayete göre 30 ile 40 yaşındadır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 16)
Mehdi benim neslimdendir. O 40 yaşındadır. Sanki yüzü parlak bir yıldızdır...
(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

SAKALI

Sakalı bol ve sık olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 23)
Sakalı sıktır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 163)

BURNU GÜZELDİR

Onun alnı geniş, burnu ise ince olacaktır.
(Tırmizi, Büyük Hadis Külliyatı, Rudani 5.Cilt, sf. 365)
O, açık alınlı, küçük burunlu…
(Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, "Kıyamet Alametleri" Pamuk Yayınları, Trc. Naim Erdoğan, sf. 163)
O açık alınlı ve ince burunludur.
(Ahmed, b. Hanbel II-291, III-17) (Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şail Yayıncılık, K. el-Mehdi (35), sf. 404)

KAŞLARI VE GÖZLERİ

O, açık alınlı, küçük burunlu, iri gözlü.... (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, "Kıyamet Alametleri" Naim Erdoğan, sf. 163)
Kaşı kavislidir. (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, "Kıyamet Alametleri" Pamuk Yayınları, Trc. Naim Erdoğan, sf. 163)
Hz. Mehdi'nin kaşları... araları açık...
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 41)
Hadiste Hz. Mehdi'nin kaşlarının aralarının açık olmasıyla, gözü ve kaşı arasında mesafenin geniş olduğu ifade edilmektedir.

DİŞLERİNİN GÜZELLİĞİ VE PARLAKLIĞI

Dişleri parlak olacaktır. (Nuaym b. Hammad, vr. 52a; El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 41)
Mehdi, gür sakallı, ön dişleri parlak... 
(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

Birinci kitap

Sonuç

Bu kitapçık boyunca Peygamberimiz (sav)’in hadisleri ışığında, ahir zamanda ortaya çıkacak olan Hz. Mehdi’nin çıkış alametlerini ve tanınmasını sağlayacak belli başlı özellikleri inceledik.
Peygamberimiz (sav) bu hadislerinde Hz. Mehdi’nin gerek fiziksel gerek ahlaki özellikleri hakkında pek çok tanıtıcı bilgi vermiştir. Hz. Mehdi’nin ahlakının, kendi ahlakına benzediğini bildirmiş, onun Allah korkusunu ve güzel ahlakını övmüştür. Peygamber Efendimiz (sav) Hz. Mehdi’nin, insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşlarına vesile olacak çok kıymetli bir kimse olduğunu belirtmiş ve ortaya çıktığında, insanların “kar üzerinde sürünerek de olsa ona uymalarını” bildirmiştir:
İbni Ebi Şeybe ve Naim b. Hammad Fiten isimli eserde, İbni Mace ve Ebu Naim ise İbni Mes’ud’dan tahric ettiler. O dedi ki: ... “O (Mehdi) arza sahib olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden O’na kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, O’na katılsın. Zira O Mehdi’dir.” (Ahir Zaman Mehdisinin alametleri, Celalettin Suyuti, sf. 14)
İçinde bulunduğumuz dönem 1400 senedir beklenen, Peygamberimiz (sav)’in müjdelediği bu tarihi olayın gerçekleşmesinin yaklaştığı dönemdir. Bu gerçeğin şuurunda olan ve Hz. Mehdi ortaya çıktığında onun yanında olma şerefine erişmek isteyen tüm Müslümanlar Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde verdiği bu bilgileri dikkatlice okumalı, bu mübarek şahsı doğru bir şekilde tanıyabilmek için tüm sebeplere sarılmalıdırlar. Zira bu bilgilerin dikkatlice araştırılıp incelenmesi, bu kutlu şahsın tanınabilmesinde Allah’ın izniyle önemli bir yol gösterici olacaktır.
Hiç kuşkusuz ki İslam dininin aslına dönmesine ve Kuran ahlakının tüm yeryüzüne hakim olmasına vesile olacak, Müslümanlar arasında büyük bir birlik sağlayacak böylesine kutlu bir zata zemin hazırlamak ve ona yardımcı olmak Müslümanların önemli bir sorumluluğudur. Hz. Mehdi gibi mübarek bir şahsın yakınlarından olabilmek, ona destek olabilmek, tüm insanlara yönelik hayırlı faaliyetlerinde ona yardımcı olabilmek tüm inananlar için büyük bir nimet ve şereftir.