85.
Arum zambağı tozlaşmaya hazır hale gelince başağının dışta kalan bölümü ısınır ve keskin kokulu bir amonyak gazı (NH3) yaymaya başlar. Bu ısı ve amonyak, bitki metabolizmasının hızlanması sonucu ortaya çıkan özel bir asitin (glutanamik asit) kimyasal yollarla parçalanmasıyla oluşur. Bitkilerin hemen hemen tamamında kimyasal tepkimelerden ortaya çıkan ısı dışarıya verilmez, başka kimyasal tepkimeler için enerji olarak kullanılır. Arum zambağındaki bu ısınma tepkimesi yalnızca aydınlık saatlerde gerçekleşir. Başağın ucundan yayılan ısı ve gaz, bir sürü böceği cezbederek kendine çeker, zambağın yağlı olan dış yüzeyi sebebiyle de, böcekler kayarak çiçeğin içine düşerler ve burada dişi çiçeğin ürettiği şekerli bir sıvıyla beslenirler. Gece olunca erkek çiçekler açılır ve böcekleri polen yağmuruna tutarlar. Sabah olunca da başağın üzerindeki dikenler bükülerek böceklerin yukarı tırmanması için merdiven işlevi görürler. Merdivenden tırmanan böcekler, özgürlüklerine kavuşur kavuşmaz dölleyici polen yükleriyle birlikte başka bir zambağa giderler ve böylece arum zambağı döllenme işlemini tamamlamış olur.

David Attenborough, The Private Life of Plants, s.131-132
86.
Fillerin hortumu 50 bin kasla çevrilidir ve gerektiğinde hortum kasılır ve tonlarca ağırlıktaki cisimleri bile kolaylıkla iter. Bu hortum aynı zamanda küçük bezelye tohumlarını kopararak ağzında patlatma gibi çok fazla incelik ve hassasiyet gerektiren bir işlemi yapabilme kabiliyetine sahiptir. Birçok yönden işlevsel olan aynı zamanda uzun bir parmak, borazan veya hoparlör olarak da kullanılan bu organ, su içebilmesi veya vücudunun üstüne su püskürtebilmesi için 4 litre suyu tutma kabiliyetine de sahiptir.

Richard Dawkins, Climbing Mount Improbable, s.92
87.
Baklagil familyasındaki bitkiler azot yönünden fakir topraklarda da rahatlıkla yetişirler. Çünkü baklagillerin köklerindeki düğümlerde bulunan bakteriler atmosferdeki azotu doğrudan kullanabilirler. Böcekkapanlar gibi etçil bitkiler ise, yakalayıp sindirdikleri kurbanlarının proteinlerinde bulunan azotu kullanırlar. Baklagiller cinsinden bitkilerin (mesela bezelye, yonca veya üçgül gibi) köklerindeki "nodozite" denen yumrucuklarda "rhizobium" cinsi bakteriler bulunur. Bitki bakteriye karmaşık organik maddeleri (glüsitler gibi), bakteri ise bitkiye atmosferden aldığı azottan üretmekte olduğu azotlu maddeleri (aminoasitler ve mineral tuzlar biçiminde) sağlar.
Larousse, Tematik Ansiklopedi, 4. Cilt s.157
88.
Akrep yavruları, anne akreplerin vücutlarının içinde gelişirler ve ince bir keseye dolanmış olarak doğarlar. Anneleri bu doğum kesesini, kuyruğunun ucundaki iğnesiyle yırtarak açar. Yavru akrepler serbest kalır kalmaz diğer pek çok canlıda da olduğu gibi annelerinin sırtına tırmanırlar. İlk başta zayıftırlar ve sık sık yere düşerler. Ayaklarının altındaki özel tabanları, onların tekrar tırmanmalarına yardımcı olur. Yavrularına karşı aşırı derecede koruyucu olan anne akrep, gece avlanmaya giderken de yavrularını beraberinde götürür.
Gardner Soul, Strange Things Animals Do, s.41
89.
Su yüzeyinin yakınlarında yaşayan hayvanlar, hem aşağıdan hem de yukarıdan gelecek tehlikelerle karşı karşıyadırlar. Küçük hayvanlar bunun üstesinden şeffaf olmalarıyla gelirler. Şeffaflıkları nedeniyle gökyüzünden gelen ışık, avcılar tarafından görülmelerini zorlaştırır. Okyanuslarda milyonlarca şeffaf hayvan vardır ve çoğu da çok küçüktür. Küçük karideslerin, yengeçlerin, deniz salyangozlarının, deniz yıldızlarının ve balık yavrularının hemen hemen hepsi şeffaf vücutludur. Bu onlar için çok iyi bir korunmadır.

Jill Bailey, Mimicry and Camouflage, s.29
90.
Yunuslar, bilim adamlarını uzun süre şaşkınlığa düşürmüş olan çok büyük hızlarla yol alırlar. Yunus balıklarının bedenlerinin çevresinde kusursuz bir su akışı vardır. Bu akışın nedeni yunus balığının derisi üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda bulunmuştur. Yunus balığının derisi üç katmandan oluşur. Dıştaki katman incedir ve çok esnektir; içteki katman kalındır, katmana plastik kıllı bir fırça görünümü veren ve yine esnek olan çubuklardan oluşur. Katmanların üçüncüsü olan ortadaki katman ise, süngerimsi bir maddeden yapılmıştır. Böylece, son hızla yüzen yunus balığına değen sudan bir girdap oluşmaya başladığı zaman, dış deri, bu girdabın neden olduğu aşırı basıncı iç katmanlara iletir ve iç katmanlar bu aşırı basıncı söndürürler. Oluşan girdap, böylece büyümeye zaman bulamadan kaybolmuş olur.

Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı:212, Temmuz 1985, s.20