16 Ekim 2013 Çarşamba

Allah'ın Güzelliklerinden Bir Demet 2

67.

gouldianGouldian ispinozları renklere karşı hassastırlar. Yavruların ağızlarının her iki köşesinde de büyük yumrular vardır. Bu yumrular yanardöner yeşil ve mavi renklerdedir. Bu renkler yuvadaki yavrulardan hangisinin besine ihtiyacı olduğunu gösterir. İspinozlardan başka genç Linnetler'in de (güzel öten ve ketenkuşuna benzeyen küçük bir kuş) ağızları, boğazlarının hemen yanından geçen kan damarları nedeniyle kırmızıdır. Fakat yavrulara besin verildiği zaman bu kanın büyük kısmı, sindirilen besinleri toplamak için midelerine gider. Hala aç olan yavruların ağızları en fazla kırmızı olanlardır ve deneysel olarak annelerin hangi yavruya besin vermeleri gerektiğini bu renklerin farklılığından ayırt ettikleri bulunmuştur.
David Attenborough, The Life of Birds, s.263
…Şüphesiz Allah, insanlara karşı büyük ihsan (Fazl) sahibidir, ancak onların çoğu şükretmezler. (Yunus Suresi, 60)
68.

sinekDipterler (sinek, sivrisinek gibi çifte kanatlı böcekler) gerçek birer hava akrobatıdırlar. Olağanüstü hızlı çarpan iki küçük kanatlarıyla (küçük sineklerde saniyede 1000 çırpma) her türlü hareketi yapabilirler. Örneğin havada hareketsiz bir şekilde dengede durabilirler ya da bir daire çizecek şekilde hava hareketi yapabilirler, havada taklalar atarlar ya da bir şeyi havada yakalayabilirler. Bu böceklerdeki en ufak bir dış etkiye ve hız artışına karşı çok hassas olan orijinal dış kanatlar, böceğe, uçuşunun tüm aşamalarında kesintisiz olarak ayarlamalar yapma imkanı sağlamaktadır.
Science et Vie, No.931, s.1

69.

Böceklerde bakıcılık yapanlar, genelde sadece yumurtaları korurlar; fakat bazı türlerde ebeveynlerden biri veya ikisi yavrular yumurtadan çıktıktan sonra da bakıcılık yapmaya devam ederler. Böyle bir durumda, ebeveyn ve yavruların birbirleriyle bağlantılı hareket etmeleri gerekmektedir. Gargaphia şeritli böcekleri, testere sinekleri, kaplumbağa böcekleri ve mantar böcekleri, larvalarını yiyecek temin etmek için uğraşırken de koruyabilirler. Bir anne yavrularını sadece tek grup halindeyken koruyabilir, bu yüzden anne, zaman zaman yanından ayrılan ve düzensiz duran yavrularının yollarını kapatarak onları bir sürü haline getirir.
Scientific American, January 1999, s.53

70.
geyikKuzey Amerika geyiği ve antilobu genellikle ürkek ve heyecanlı canlılardır. Fakat yavrularını tehdit eden tilki ve kurtlara karşı sivri, kesici toynaklarını kullanmakta hiç tereddüt etmezler. Bufalo ve misk sığırı gibi hayvanların da eğri ama son derece sağlam boynuzları vardır. Sürüleri kurt saldırısına uğradığında, hemen buzağılarının etrafını sararlar, başlarını eğerler ve boynuzlarıyla düşmana darbe indirirler. Dağ keçileri ise uzun, ince boynuzlarını hançer olarak kullanırlar. Yavrusu düşman tarafından tehdit edilen bir anne geyik de düşmana karşı cesurca savaşır. Örneğin bir ayıyı, boynuzlarını saplayarak öldürebilir. Afrika'da bir öküz başlı dişi antilopsa buzağısını kovalayan sırtlanları, çakalları veya vahşi köpekleri boynuzuyla yaralar. Bir gergedanın burnundaki sivri boynuzu, yavrusunu tehdit eden herhangi bir yırtıcı hayvana karşı kullanılacak kadar büyük ve tehlikelidir.
Gardner Soul, Strange Things Animals Do, s.57

71.

Bazı kurbağalar sudan fırlayarak uçan kuşları bile yakalayabilirler. Büyük boğa kurbağasının boyu 20 cm. uzunluğa erişebilir ve çok hızlı atlayabilir. Kurbağa suyun içinde sadece gözleri dışarıda kalacak şekilde oturur. Suyun üzerinden küçük bir kuş geçtiğinde büyük bir atlayış yaparak onu yakalar.
ZooBooks, Animal Wonders, Ocak 1998, Vol.15, N.4

72.

bukalemunBazı hayvanların başlarının üzerinde koyu renk çizgiler bulunur. Bu, gözlerinin onları ele vermemesi için onlara verilmiş bir özelliktir. Özellikle ışık vurduğunda gözler parlar ve düşmanların dikkatini çeker. Bu kamuflaj yöntemi birçok balık tarafından da kullanılır. Balıkların göz kapakları yoktur, gözlerini gizleyebilmelerinin tek yolu budur. Bazı kuşlarda ve balıklarda ise başlarının üzerinde çok fazla renkte benek vardır, böylece hangisinin göz olduğunu seçmek güçleşir. Memeliler, kuşlar ve kurbağalarsa, gözlerinin üzerinde kapayacakları göz kapaklarına sahip olmanın avantajını yaşarlar. Bukalemunların gözleriyse, kafalarına uyum sağlayacak şekilde neredeyse tamamen pullarla örtülüdür.
Jill Bailey, Mimicry and Camouflage, s.25

73.

alaemon_alaudipesDeniz kenarlarında ve sulak bölgelerde yaşayan kuşlar, batmaz özellikte ve su üstünde durabilen yuvalar yaparlar. Bu, ani kabarmalara karşı alınmış çok önemli bir önlemdir. Sazlık bölge kuşlarıysa, sazları sallayan rüzgarın yumurtaları düşürmemesi için derin kesimli yuvalar inşa ederler. Çorak bölgede yaşayan bir tür kuş (Alaemon alaudipes) yuvasını, hava sıcaklığının toprak seviyesine göre 10 derece daha az olduğu çalılara kurar. Çünkü yer seviyesindeki 45 derecelik bir sıcaklık yavrular için öldürücü olacaktır.
Giovanni G. Bellani, "Quand L'oiseau Fait Son Nid", s.16-17
Allah, saklı tuttuklarınızı ve açığa vurduklarınızı bilir. Allah'tan başka yakardıkları hiçbir şeyi yaratamazlar, üstelik onlar yaratılıp durmaktadırlar.  (Nahl Suresi, 19-20)
74.

romelea_guttataBöcekler otları kemirirken veya ısırırken birtakım proteinler serbest kalır. Bu da bitkilerin daha hızlı gelişmesine sebep olur. Örneğin Romelea guttata isimli bir çekirge türünün 1000 tanesi üzerinde yapılan araştırmalarda bu çekirgelerin kursağında ve orta barsağında 6 tane protein olduğu tespit edilmiştir. Bilim adamları bu proteinleri Sorghum bitkisinin filizlerine aktararak bir deney yapmışlardır. Filizlerin boyları çok kısa bir süre içerisinde (24 saat içerisinde % 49 gibi bir oranda) uzama göstermiştir. Yapılan deneylerde, çekirgenin tükürüğünde ve sindirim suyunda çok güçlü proteinlerin olduğu ve bitkilerin böcekler tarafından kemirilmesi sırasında bu proteinlerin belli dozlarda bitkiye geçtiği sonucu elde edilmiştir.
GEO, October 1995, s.194

75.

Kuşlar yavrularını çok değişik türlerde besinlerle beslerler. Birçok serçegil, (arıkuşu gibi), yavrularına böcek getirirken; yalıçapkınları ve ırmak kırlangıçları küçük balıklar getirirler. Değişik serçegiller boğazlarının altında bulunan bir tür cebe sahiptirler. Bazıları büyük miktarlarda topladıkları tohumları burada taşıyarak yavrularına götürürler. Bazıları ise uçuş sırasında yakaladıkları böcekleri burada biriktirir ve daha sonra yavrularına yedirirler.
Giovanni G. Bellani, "Quand L'oiseau Fait Son Nid", s.22